ALİ KILIÇ "MALTEPE İÇİN YENİDEN ADAYIM"

ALİ KILIÇ "MALTEPE İÇİN YENİDEN ADAYIM"
Editör: İlk Haber
30 Aralık 2016 - 05:24

 

 

Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, YURT Gazetesi’nden  Ülkü Çoban’a verdiği röpörtaj’da çarpıcı açıklamalarda bulundu. Partisi’nin aday göstermesi durumunda 2019 yerel seçimlerinde tekrar Maltepe için aday olmak istediğini söyledi

 

İŞTE O RÖPÖRTAJ

Başladığı projelerini tamamlamak istediğini belirten Kılıç, 'Fuar Projesi'ne destek için de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi, " Proje Maltepe Belediyesi'nin olabilir ama 2023 vizyon projesine Anadolu yakasında uygun düşen yegane projedir" dedi

 

*Ülke gündeminde terör saldırıları ve acı kayıpların eksik olmadığı günlerden geçiyoruz. Neler hissettiriyor size yaşananlar?

 

Mayası Anadolu hümanizmi ile yoğrulmuş olan bu toplum insan sevgisi, doğaya saygı, konukseverlik ve yardım denildiğinde hala uluslararası arenada ilk sıralarda yer alır. Son dönemlerde halkımız adeta bu özelliklerinden uzak tutulmaya çalışılıyor. Bir yıldırma, sindirme girişimi başladı. Cesaretin en güzel örneğini 15 Temmuz’da bütün dünyayı kıskandıracak şekilde topyekûn bir kez daha yazdığımız halde, hala bizi sınıyor, sabrın sınırlarını zorluyorlar. Çocuk-genç-yetişkin, yaşamın belki de en verimli döneminde canlarından olan insanlara Allah’tan rahmet dilerken, halkımıza yapılan sağduyu çağrılarına ben de katılıyorum. Birlikte, güçlü bir şekilde teröre karşı durmalı, bu kavramı bizim literatürümüzden silmek için ne gerekirse yapmalıyız.

 

Faturayı siyasetçilere kesmek doğru değil

 

*Gençlik döneminizde de siyasetle ilgiliymişsiniz ve siyasi çalkantılardan çok etkilenmişsiniz. Bugün ülke gündeminden nasıl etkileniyorsunuz?

 

Türkiye’deki 80 milyon insan nasıl etkileniyorsa ben de onlar kadar etkileniyorum.  Sorunlar, hepimizin ortak sorunu. Olaylara biraz daha geniş pencereden bakmak gerektiğine inanıyorum. Bizim insanlarımızda "Ben birilerini seçtim, onlar her şeyi yapar, yapmalı" gibi bir mantık var, bu doğru bir anlayış değil. Seçtikten sonra takibini de yapabilirsek, sorgulayabilirsek, gerekiyorsa yargılayabilirsek, katkı sunabilirsek o zaman kanaatimce sade bir vatandaş olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bireyi olarak görevinizi yerine getirmiş olursunuz. Siyaseti şekillendirenler, bizimle ilgili karar, yasa, kararname adını ne koyacaksanız çıkartanlar da sonuçta 24 saat bizim gibi yaşıyorlardır. Onların da özel hayatları, gün içerisinde iniş ve çıkışları vardır. Mutlaka ki eksikleri de, doğruları da olabilir. Bütün faturayı merkeze çıkarıp dışarıda seyirci olmak, tribünde oturup gol olduğunda alkışlamak ya da küfretmek doğru bir anlayış değil. Türkiye’nin bütün faturasını siyasilerimize kesmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Onlar bizim yansımamız, biz seçiyoruz. Her toplum kendisine yakışan liderleri ve siyasetçileri seçer.

 

Herkes şapkasını önüne koysun

 

*Yani siyasi lider ya da merkez siyaset eleştirisi yerine toplumsal bir eleştiri mi yapmalıyız?

 

Tabii ki, bir bütün olarak herkes şapkasını önüne koyup bir özeleştiri mekanizmasını mutlaka kurgulamalı. Seçmen- seçilen ilişkisi Türkiye’de çok farkı boyutta. Ben 25 yıl Avrupa’da yaşadım, birçok belediyeye ve parlamentolara girdim çıktım. O belediyelerin, parlamentonun ya da milletvekillerinin kapısında iş için başvuruya gelen hiçbir insanla karşılaşmadım. 2,5 yıldır burada görev yapıyorum, sadece Maltepe Belediyesi’ne müracaat eden işsizlerimizin sayısı 11 bin 500. Bu çok vahim bir durum yani burası İş ve İşçi Bulma Kurumu gibi çalışamaz ki…

 

 

Projelerimi tamamlamak istiyorum

 

* 2019 için ne düşünüyorsunuz? Maltepe için adaylık söz konusu mu? Başka bir siyasi planınız mı var?

 

2019'da Maltepe için yeniden adayım çünkü Maltepe için başlattığım projeler var. Ben başladığım işi bitirmek isterim. Kentsel dönüşüm ve benim hayalim olan Maltepe'nin Anadolu yakasını, İstanbul'un bütçesini, çehresini değiştirecek olan fuar projem var; bunları tamamlamak istiyorum. Önce tabii partim beni aday gösterirse, partideki yöneticilerimizin, seçmenimizin, üyelerimizin teveccühünü alırsak, daha sonra da Maltepe halkının-seçmenin güvenini alırsak bir dönem daha burada kalıp, başlattığım projelerin tamamlanmasını istiyorum.

 

Fuar projemize destek bekliyoruz

 

*Fuar projenizden bahseder misiniz?

 

Fuar projesi Anadolu yakası için çok önemli, bir dünya yatırımı olacak. Kıtalar arası bir projeye dönüşebilir ve İstanbul bir köprü görevi görebilir. 25 bin insanımıza da iş alanı yaratacak. Buradan da çağrıda bulunuyorum; Kuveyt'ten, Japonya'dan, Çin'den, Malezya'dan, Avrupa'dan insanlar geliyor bu projeye ortak olmak istiyorlar. Başbakanımız Binali Yıldırım Bey'e bu konuyu aktarma fırsatı buldum. Sayın Topbaş'a ve diğer belediye başkanlarına, üniversitelere ve odalara da sunduk. Arazimiz de var, toplamda 1,5 milyon metrekarelik bir alanda kurulacak olan bu projeye herkesin el atması gerekiyor. Bu bir Türkiye projesi; fikir bizden çıkmış olabilir, Maltepe Belediyesi'nin olabilir ama bu 2023 vizyon projesine Anadolu yakasında uygun düşen yegane projedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu projeyi gördükten sonra onaylayıp, yetkililere talimat vererek bunu hayata geçirin diyeceğinden asla kuşku duymuyorum.

 Bu ülkeye sahip çıkmamız gerekiyor

 

* Uzun süre yurtdışında kaldınız. 80 döneminde mi çıkmıştınız?

 80’de çıktım, 2005’te geldim.

 *Siyasi nedenlerde dolayı mı?

 O günkü şartlar öyle gerektirmişti.

 *Böyle bir handikap mı var acaba ülkeye baktığımızda? Siz ne yaşadınız örneğin, neden Almanya'ya gittiniz?

 1970 ve 80 darbeleri Türkiye’de bir neslin ülkeden kopup başka ülkelere savrulmasına neden olmuştur.  1970 darbesinin Avrupa’daki yansımasını 1980’de gittiğimde görme fırsatı buldum.  1980’de yurtdışına kaçmak, gitmek, ülkesini terk etmek zorunda kalan siyasetçilerin, akademisyenlerin, yansımasını da 1990’lı yıllarda Avrupa’da tanıma fırsatı buldum. Çok daha net tavır koyabiliyorlar, çok daha etkin olabiliyorlar, deyim yerindeyse gittikleri yerlerde iz bırakabiliyorlar. Bir insanın ya da toplumun önce kendi ülkesini sevmesi lazım. bu ülkeye sahip çıkmamız gerektiğini her şeyden önce idrak etmemiz gerekiyor.

 

 

 

Dayatan değil, danışan belediyecilik

 

*Sosyal demokrat belediyecilik tanımını duyuyoruz, sizin bu konuyla ilgili uygulamalarınız da oldukça fazla. Halkın bu belediyecilik yapısına tepkisi nasıl?

Türkiye genelinde birçok arkadaşımız bunları uyguluyor. Bir araya geldiğimizde sohbetlerimizde de bunu yakalıyoruz. Yerel yönetimler o kentin, o ilçenin, o beldenin parlamentosudur öyle görmek lazım, Belediye Meclisi o ilçenin parlamentosudur. Görev alan arkadaşlarımızın bir hükümet kabinesi gibi olaya bakması lazım. Maltepe’yi şekillendirirken, planlarken, yatırımlar-harcamalar yaparken, Maltepelinin yani benimle birlikte yaşayan hemşehrimin, olaya müdahil olması, kararlarda ortak olması çok önemli. Biz Maltepe’de bunu başardık. Yani dayatan değil, danışan bir belediyecilik.

 Vatandaş sorabilir, eleştirebilir, bağırabilir

 *Halk Meclisleri yapıyorsunuz, nelerle karşılaşıyorsunuz?

 Halk meclisleri yapıyoruz, her hafta mahalle toplantılarımızı yapıyoruz. Sivil Toplum Örgütleri’ne giderek onlarla toplantılar yapıyoruz.  Çok değişik kesitlerden gelen hemşehrilerim, sadece bana CHP’ye oy veren üyelerimiz değil, Maltepe’de yaşayan herkes gelebiliyor. Belediyemizin girişinde sabahları bazen 150-200 kişinin geldiği salı toplantıları yaptık. Orada vatandaş gelip açık mikrofon istediği her şeyi sorabilir, eleştirebilir, bağırabilir, tenkit edebilir. Hatta sabahları bağlamasını alıp gelip türkü söyleyenler bile oldu. İşsiz kalandan, eşinden ayrılana "Beni tekrar barıştır başkanım" diyene kadar birçok insanla karşılaşabiliyorsunuz. Bu durum Maltepe Belediye Başkanlığı ekibinin halk ile beraber karar alma arzusunu, hedefini ortaya koydu. Hiçbir şey dayatmıyoruz. Bu benim karşı karşıya bulunduğum ya da omuzladığım sorumluluğumun yüzde 50’sini vatandaşın üstlenmesi anlamına gelir. Çünkü vatandaş "Bunu biz belirledik kardeşim" diyor.

 

 Sosyal medyayı çok iyi kullanıyorum

 *Twitter hesabınızı kendiniz mi kullanıyorsunuz?

 Sosyal medyayı çok iyi kullanıyorum. Ben sabah 06.30 gibi geliyorum, 40-45 dakika Twitter'dan, Facebook'tan ve maille gelen soruları ve eleştirileri dikkatle okuyorum. Saat 08.00 olmadan, daha müdürlerimiz makamlarına gelmeden onların maillerine ya da cep telefonlarına yönlendiriyorum. Vatandaş saat 22.00'de ya da sabah işe giderken sorunla karşılaşmıştır. O daha dönmeden asfalttaki çukur giderilmiştir. Mümkün olabildiğince onlara yanıt vermeye çalışıyorum. Bizim işimiz de kolaylaşıyor, belki o çukuru 1 ay sonra göreceğim ama vatandaş çekip atıyor, "Başkan burası kötü" diyor, ben de gün içerisinde onu halletmeye çalışıyorum.