29 kez 40 bin yıl kölesiyiz öğretmenin
Ülkemizdeki tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Gününü sevgiyle ve saygıyla kutluyorum. Büyük küçük fark etmez tüm öğretmenlerin ellerinden öpüyorum.Öğretmenlik, kutsal bir meslektir. Anaokulundan itibaren (kreşler dahil) doğrunun doğru olduğunu ancak öğretmenimizden öğrenmişizdir. Annemiz, babamız veya yakın derecedeki büyüklerimiz doğruları mutlaka bize öğretmişlerdir. Ancak okula başladığımızda öğretilen bu doğrunun gerçekten doğru olup olmadığını öğretmenlerimizden öğreniriz.Burnumuzu nasıl sileceğimizden tutun tüm davranışlarımızı öğretmenlerimizden öğrendik. Bu yetmiyormuş gibi öğretmenlerimizin davranışlarını kendimize örnek alırız.Aslında kişiliğimizin oluşmasında dahi öğretmenin payı büyüktür. 60?lı yaşlara geldiğimiz günümüzde ilkokula başladığım 54-55 yıl öncesini hatırlıyorum. O tarihlerde köyümüzde okul yoktu, bu nedenle okumak isteyenler 5 km mesafedeki komşu köy okuluna gider gelirlerdi. Bende 2 abimin komşu köyü okuluna gidip gelmeleri nedeni ile evde ders çalışmalarında okuma yazmayı öğrenmiştim.Köyümüze bir köy odasında okul hizmeti vermek üzere ilk olarak bir eğitmen(1) tayin edildi. O yıl okullar açıldığında bende okula başladım ve Aziz Aktaş ismindeki şimdi rahmetli olan eğitmen-öğretmenimle tanışmış oldum. O zamanları okula yeni başlayanları öğretmen bir deneme sınavına tabi tutar ve ona göre uygun sınıf verirlerdi. Benim okuma yazma öğrendiğimi gören Aziz hoca beni 3.sınıfa kayıtetti. Böylece hiç okul yüzü görmemiş iken ilkokul 3. Sınıf olarak okula başladım. Okul binası olmayan bir köy çocuğu olarak köy odasında okula başlamama rağmen Aziz hocam benim gözümün içine bakarak ?oğlum sen okuyacaksın ve adam olacaksın? demesi bana gerçekten bir güven vermiş ve okumaktan haz almama neden olmuştur. Bilenler bilir eğitmenlerin 1.sınıftan 3.sınıfa kadar ders verme yetkileri vardı. Aziz hoca beni yılsonunda 3.sınıftan 4. Sınıfa geçirdi ancak ertesi yıl 4.sınıf okutacak normal öğretmen köye tayin edilmediği için köydeki ben ve diğer 4.sınıfa geçenler öğretmensiz olarak seneyi geçirdik. Ancak sürekli bana sen okuyacaksın ve adam olacaksın diyen Aziz hoca okulu olan başka bir köye gidip okumamı istedi zaten öğretmenimin bu sözü bana büyük güven vermişti. Bunun üzerine 4.sınıftaki bir yılımı boş geçirdikten sonra okulu olan ablamların köyünde okula devam etmeme ailem karar verdi. Ben zaten istekliydim. Köyümüzdeki naklimin ablamların köy okuluna aldığında aziz hocamın ikincibir iyilik yaparak naklimi 3.sınıftan 4.sınıfa geçmiş olarak değil 4. Sınıftan 5.sınıfa geçmiş olarak yazdı ve böylece ben ilkokuldan 2 senede mezun oldum. Saygıdeğer Aziz hocamın bu iyilikleri olmasaydı belki ilkokuldan bile mezun olmayacaktım. Hocamın yaptığı iyiliği annem babam dahil hiçbir akrabam düşünemezdi.Ortaokula başladığımda hiç şehir yüzü görmemiş bir köy çocuğunun şehir ile yüzleşip uyum sağlayamamakla karşılaştım. Ancak ortaokulda Türkçe öğretmenimiz Osman Özçelik?in, matematik öğretmenimiz Sıtkı Alkan?ınşehre uyumumuzu sağlamamızdaki çabalarının değeri anlatılmakla bitmez. Bu 2 öğretmenimiz özellikle köy çocuklarının şehre uyum sağlaması için dersin 15 dakikasını sosyal uyuma ayırırlardı. Samimiyetimle belirtmeliyim ki bu 2 hocamın nasihatları ve zorluklara göğüs germemiz gerektiği yönündeki tavsiye ve telkinler olmasaydı şehir bize bir zindan ve bizi yutacak bir canavar gibi geliyordu. Okula ilk 2 ayda ortaokula uyum sağlamaya başladığımızda okul müdürümüzün ve İngilizce dersimize gelen Yıldız öğretmenimizin bizimle ilgilenmeleri ve hayata katılmamıza büyük payları vardır. Sonra lise dönemi başladı. Lisede kimya öğretmenimiz Sultan Bayat, fizik öğretmenimiz Yılmaz bey, matematik öğretmenimiz Yusuf Ziya Korkmaz?ın derslerinde ki başarımın desteklenmesini görmek, ilk kız arkadaşımla buluşmamıza rastlayan lise müdürümüz Şerafettin Bey?in o beklenmedik insancıl yaklaşımı bizim sevgi yönünden de hayata bağlanmamızı sağladı. Felsefe öğretmenimiz Oğuz Özyürek?ten ilk sosyal demokrat temel bilgileri , edebiyatçı Aysel öğretmenden ise gerçek bir edebiyat zevkini öğrendik.Kısaca hayata atılmamızı sağlayan öğretmenlerimizin değeri saymakla bitmez. O nedenle bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum sözü dahi öğretmenler için söylendiğinde az gelir. 40 yıl değil kırkbin kere kölesiyiz. Bu nedenle tüm öğretmenlerimi ve ülkemizin tüm öğretmenlerini sevgiyle ve saygıyla anıyor, öğretmenler gününü içtenlikle kutluyorum.Üniversite öğrenimi süresince fikri hür, vicdanı hür bir hukukçu, bağımsız yargı ve hukukun üstünlüğü inancımızı ise hocalarımız Ord.Pr.Dr.Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Ord.Pr.Dr.Sıddık Sami Onar, Pr.Dr. Tarık Zafer Tuna?ya, Pr. Dr. Orhan Aldıkaçtı, Pr. Dr. Reha Poroy, Doç.Dr.İdris Küçükömer?den öğrendik. Bu hocalarımızıda rahmetle anıyor ve isimleri önünde saygıyla eğiliyorum