AHMET NAFİZ ZORLU HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

ABONE OL

CHP’li Meclis Üyeleri Hüseyin Sağ ve Hakkı Sağlam Ahmet Nazif  Zorlu Hakkında Suç Duyurusunda Bulundu

 

Yazılı önerge hazırlayan Sağlam ve Sağ, önergeyi İBB Meclisine sundu. CHP’li Sağ yazılı önergesini Meclis Toplantısında sözlü olarak okudu.  

 

İstanbul Boğazı’nın kalbi olan Rumelihisarı’nda “Duatepe” olarak adlandırılan alanın Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından “Doğal Sit Alanı” olmasını, Boğaziçi İmar Kurulu tarafından da “Fatih Anıt Alanı” olarak işlenmesini, Odaların ve Şehir Plancılarının Boğaziçi'nin doğal güzelliklerini bozacağı gerekçesiyle plan değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve hukuka aykırı olduğunu belirterekİdare Mahkemeleri tarafından yürütmeyi durdurma kararı almasını bile hiçe sayan ve yeşil alana iki metre duvar örerek Koruma Kurullarının Kararlarını yok sayarak inşaat yapan Zorlu Holding Sahibi Ahmet Nazif Zorlu’yu İBB Meclis gündemine taşıyan CHP İBB Meclis Üyesi Hüseyin Sağ, imar işlem dosyasının kontrol edilmesini, ruhsat ve ruhsata esas belgelerin Meclis Üyeleri olarak inceleme yapmak istediklerini talep etti.

 

Sağ ve Sağlam  Kadir Topbaş’a Sordu: “Anılan tarihi tescili eser ile ilgili müdürlük ve diğer kurumlar tarafından alınan izinlere aykırı yapılaşmaya karşı bir işlem yapılmış mıdır? 

Eğer işlem yapıldıysa savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş mudur? Tarihi Eser de yapılan inşaat faaliyetleri ile ilgili ruhsat alınmış mıdır? 

Ruhsat hangi kamu kurumu tarafından verilmiştir? Tarihi Eser Tescillenirken hangi donelerden faydalanılmıştır?

 Kat-kesit, kontur, gabari kontrolleri yapılmış mıdır?

Mühür Fekki yapılmış mıdır?

Yapıldıysa mühür fekki tutanağı tanzim edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 203. Maddesi gereği Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş mudur?”

 

   İŞTE O SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİ

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

 

                                                                                                                          

ŞİKAYETÇİLER                           : 1. Dr. Hakkı SAĞLAM   (TC Kadıköy ve İBB Meclis Üyesi     

                            İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
                                   

 

2. Hüseyin SAĞ (TC:

                                              Kadıköy ve İBB Meclis Üyesi

                                          

Vekili                               : Av. Dr. Güray Dağ

                                           Osmaniye Mh Sığırtmaç Sok Evren Apt No: 8/3 Bakırköy - İstanbul

 

ŞÜPHELİLER                   :

1.       Ahmet Nazif Zorlu

Zorlu Holding  A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

 

2.       İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğü ile Yetkililer ve Diğer Kamu Görevlileri

S U Ç                                 :

 

2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa muhalefet, 2960 sayılı Boğaziçi İmar Kanunu’na muhalefet, TCK’nın 257.maddesinde düzenlenmiş olan ‘’görevi kötüye kullanma’’ ve aynı kanunun 184.maddesinde düzenlenmiş olan ‘’imar kirliliği”ne neden olma suçunu işleyen şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yürütülerek kamu davası açılması ve neticede cezalandırılmaları istemidir.                                          

A Ç I K L A M A L A R   :

              İstanbul Sarıyer Hisarüstü 7 patfa, 37 ada, 13 parsel ,  3 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından  korunması gereken 2. sınıf kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

              Bilindiği üzere bu tür tarihi alan ve yapılarda hafriyat ve inşai ve fiziki çalışma sırasında arazide tarihi kalıntıların çıkma ihtimali olacağından Koruma Kurulu’ndan buna ilişkin izin alınması ayrıca tarihi kalıntılara ilişkin Müze denetiminde kazı yapılması gerekmektedir.

İstanbul Boğazı’nın kalbi Rumeli Hisarüstü’ndeki Duatepe olarak adlandırılan 37 ada 1,2,12 ve 13 parseller Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından “Doğal Sit Alanı” ilan edilmiştir. Bunun ardından ise Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu’nun 1985 yılı kararı ile kabul edilen 1/5000 bin ölçekli Nazım İmar Planı göre işte bu alanda Fatih Anıt Alanı yapılması ve mevcut tarihi eserlerin restore edilmesi planlanmıştı.

Şüpheli Zorlu’nun köşk oyunu ise daha sonraki mahkeme sürecin ardından başladığı anlaşılmıştır. Mahkeme kararının ardından şüpheli,  arazisinde tescilli eser kalıntısı olduğu iddiasıyla Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu’na başvurduğu; Kurul başvurunun ardından tarihi eser kalıntısı olduğu kararına vardığı anlaşılmıştır.  Kurul kararının ardından Zorlu’nun arazisinde yer aldığı belirtilen  tescilli eserlerin  planlara işlendiği ifade edilmektedir. Yeni planlarda “Parsellerdeki korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli bina ve bina grupları kulüp, müze, sanat galerisi ve benzeri kamuya açık kullanımlar vermek koşuluyla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın uygun bulması ve Koruma Bölge Kurulu Kararıyla mülkiyet sahiplerince restore ettirilerek kullanılır veya kullandırılır” notunun da özel olarak ayrıca düşüldüğü anlaşılmıştır.

Bu sürecin ardından söz konusu araziye 2011 tarihinde  şüpheli Zorlu tarafından havuzlu köşk inşa ettirmiş ve  çevresini de yasalara aykırı bir şekilde yaklaşık 2 metrelik duvarlarla ördürülmüştür. Geçtiğimiz haftalarda biten köşk inşaatının aşamaları google earth de yansımıştır. 2007’de yeşil alan olarak gözüken arazi üzerinde 2011 yılında başlanan inşaat sonucunda önce tüm zeminin kazıldığı; ardından ilk önce uydudan bile görünen duvarları örülerek içinde yapılacak çalışma perdelendiği ve sonrasında ise bugün mevcut kaçak yapı tamamlandığı ve ortaya çıktığı görülmektedir. 

 

Tüm bu çalışmalarda öncelikle Arkeoloji Müzesi uzmanlarından anılan yerde inşai ve fiziki çalışma yapılmadan evvel buna ilişkin rapor alınması da gerekmektedir.

              Tarihi yapı Kültür ve Turizm Bakanlığı Envanterinde 2. derece tarihi eser bulunduğu,  şüpheli tarafından çivi bile çakılması yasak olan Boğaz öngörünüm bölgesinde meri mevzuata aykırı tüm saha kazılmak suretiyle (tarihi eser bulunduğu belirtilen saha) çalışmalar yapılmıştır.

Bunlardan bazıları;

-       Alınan izne uygun yapı yapılmadığı,

-       Mahkeme kararlarına aykırı izin ve imalat yapıldığı,

-       Tarihi ve koruma altında bulunan eserlere telafisi imkansız zararlar verdiği,

-       Olamayan ilave inşaat yapıldığı, örneğin: havuz ve buna ilişkin müştemilat ile helikopter pisti gibi,

-       Şüpheli tarafından Boğaziçi öngörünüm bölgesi olan alan ve tarihi bahçesinde  ilave yapı yasak olduğu bildiği halde kanuna aykırı davranarak imalat yaptığı,

-       Şüpheli Zorlu Müze yapacağını söyleyerek dikkatleri başka yöne çekmiştir ancak şu an anılan Tarihi yapıda ikamet etmektedir,

-       Kazı esnasında ve açıkta duran Tarihi Kalıntılar ne yapılmıştır akıbetlerinin ne olduğu, nerede muhafaza edildikleri, kime ne zaman teslim edildikleri,

-       Tarihi eser olduğuna ilişkin doneler (proje, evrak, kalıntı vb) olmadığı, tarihi eser varmış gibi gösterilerek yasalara adeta arkadan dolanarak ve bilerek suç işlendiği; bu durumun son zamanlarda artarak devam ettiği, şifai bilgiler ve olmayan eserler varmış gibi yapılarak birilerinin boğazda köşk, konak, yalı vb yapı yapmalarının önü açıldığı,

tarafımızdan yapılan gözlemler ile basına yansıyan haberlerden anlaşılmıştır. (Ek 1- 3 adet gazete kupürü)

              Oysa meri mevzuattaki durum ise;

              2863 Sayılı Kanun Madde 4 - Taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını bulanlar, malik oldukları veya kullandıkları arazinin içinde kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bilenler veya yeni haberdar olan malik ve zilyetler, bunu en geç üç gün içinde, en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara veya diğer yerlerde mülki idare amirlerine bildirmeye mecburdurlar.

              Madde 9 - (Değişik: 17/6/1987 - 3386/3 md.) Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma kurullarınca alı- nan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında, her çeşit inşai ve fiziki müdahalede bulunmak, bunları yeniden kullanıma açmak veya kullanımlarını değiştirmek yasaktır. Onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, kazı veya benzeri işler inşai ve fiziki müdahale sayılır.

   Madde 10 – Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve bunların her türlü denetimini yapmak veya kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve valiliklere yaptırmak, Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir.

Madde 74 - Ruhsatsız sondaj ve kazı yapanlara, iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve ellibin liradan ikiyüzbin liraya kadar ağır para cezası; izinsiz define araştıranlara da bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve yirmibeşbin liradan yüzbin liraya kadar ağır para cezası hükmedileceği belirtilmiştir.

Anlaşılacağı üzere yukarıda anılan şüpheli 3 nolu Koruma Kurulu kararlarına aykırı olarak dolayısı ile  2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununu ilgili maddelerine aykırı hareket ederek tescilli ve korunması gereken eserleri yok etmiş ve zarar vermiştir.

Diğer taraftan Türk Ceza Kanununun “Görevi kötüye kullanma” başlıklı 257. Maddesi,

“ (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Hükmü uyarınca sorumluların tespit edilmesi, haklarında soruşturma başlatılarak, kovuşturma açılmasını ve sorumluların cezalandırılması gerekmektedir.

 

Yine 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İmar kirliliğine neden olma başlıklı 184. Maddesi;

 

MADDE 184. - (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tâbi yerlerde uygulanır.” hükmünü haizdir.

Şüpheliler İstanbul Sarıyer’de tarihi yapı üzeri ve sahasında inşaii çalışmasını  2863 sayılı  Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı bir şekilde yapmış ve tamamlamıştır. Tarihi yapı üzerine izinsiz olarak helikopter  pisti yaptırmıştır.

 

Bu durum mevcut hali, yanmadan önceki hali ve yandıktan sonraki halinin resimleri ile kolaylıkla tespit edilmektedir. Bu kayıt ve resimlerin tamamı koruma kurulu ve İBB’de bulunmaktadır.

 

Bu nedenle 3194 sayılı İmar Kanununun 32. Maddesi gereği geçerli bir ruhsatı bulunmayan yapının proje ortaklarının yetkilileri diğer kamu görevlileri hakkında ayrı ayrı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 184. Maddesi uyarınca imar kirliliğine neden olma suçu ve TCK md. 257 gereği görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle soruşturma başlatılması için işbu ihbarda bulunma zorunluluğu doğmuştur.

Suç işleyen kişiler, yetkililer ile diğer kamu görevlileri hakkında ayrı ayrı işlem yapılması talep ederiz.

 

HUKUKİ SEBEPLER      :

Türk Ceza Kanunu, İmar Kanunu, HMK ve sair tüm ilgili mevzuat


HUKUKİ DELİLLER        :

Koruma Kurulu Kararları keşif, proje, plan, bilirkişi incelemesi, müzelere teslim edilen kalıntı ve tarihi eserler ile her türlü delil.

S O N U Ç  VE İ S T E M              :

 

Fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak şartıyla İstanbul Sarıyer Rumelihisarüstü’nde doğal sit alanı

ve Boğaziçi öngörünüm alanında kalan ve tarihi eserin bulunduğu alanda kaçak inşaat çalışması ile ilgili;

1.        2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa muhalefet,

2.       2960 sayılı Boğaziçi İmar Kanunu’na muhalefet,

3.        TCK’nın 257.maddesinde düzenlenmiş olan ‘’görevi kötüye kullanma’’

4.       TCK’nın 184.maddesinde düzenlenmiş olan ‘’imar kirliliği”ne neden olma

suçunu işleyen şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yürütülerek kamu davası açılması ve cezalandırılmasına karar verilmesini talep ederiz.17.08.2015

Şikayet  Edenler

 

Dr. Hakkı SAĞLAM                                                                                           Hüseyin SAĞ

                                                                                                                                Vekili

                                                                                                                                Av. Dr. Güray Dağ

 

E                K                :

Basın haberleri, Tarihi yapı ve sahasından fotoğraflar, Kimlik Fotokopileri, Vekalet fotokopisi, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu, Danıştay Kararı