ARTIK KADININ ADI VAR.?
ŞİDDET TEHLİKESİ ALTINDAKİ BÜTÜN KADINLAR KORUNUR
Türkiye tarafından 1985 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi kapsamında mevzuatımızda, kadına yönelik şiddetin önlenmesi yönünde bir takım düzenlemeler yapıldı.
Yapılan bu düzenlemeler yetersiz olduğu gibi etkin bir şekilde de uygulanmadığından şiddetin önlenmesi için istenilen düzeyde sonuç alınamıyordu. Yasal olarak güvenceye kavuşturulan sadece evli kadınlardı. Şiddet mağduru evli bir kadınsa korumadan yararlanabiliyordu. Bunu da doğru dürüst beceremedik; korunabilseydi Ayşe Paşalı gibi eşi tarafından öldürülen kişiler korunurdu.
Başta kadınlar olmak üzere bireylere karşı işlenen şiddet olayları sarsıcı boyutlara ulaşmış. Hemen her gün yaşanan işkence, cinayet gibi şiddet olaylarının muhatapları daha çok kadınlar ve çocuklardır.
Şiddet meselesine daha keskin bir neşter vurmak için mecliste gündeme getirilen Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa çok önemli değişiklikler getiriyor. Bu yasa bütün siyasi partilerin ittifakıyla ve dışarıda bir çok sivil toplum örgütünün görüşü alınarak hazırlandığı için daha kapsamlı çözüm getiren şiddet mağdurlarını en üst seviyede koruyan önlemler getiriyor. Bu yasa ile artık kadının adı var.
YASA NE GETİRİYOR?
Yeni yasada en başta şiddet tanımı değişiyor. Şiddet; fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü, ekonomik her türlü tutum ve davranışı kapsayacak şekilde geniş tutulmuş. Şiddet mağduru olan veya şiddete maruz kalma tehdidi altında bulunan kadının evli olması gerekmiyor. Artık eski eşinden, nişanlısından, sözlüsünden, sevgilisinden ya da herhangi bir kişiden gelecek şiddete karşı kadın, korunuyor.
Şiddet tehlikesinin var olması mağdurun korunması için yeterli. Koruma ve önleyici tedbirler olarak öngörülen kararların alınması için yapılacak başvurular herhangi bir harç ve masrafa tabi olmayacak.
Başvurular çok hızlı bir şekilde değerlendirilecek ve hiçbir şekilde başvuran kişi geri çevrilmeyecek. Başvurular gizli tutulacak. Eskisi gibi başvuru yapıldıktan sonra mağdurun adresi, bilgileri, şiddet uygulayanın rahatlıkla ulaşabileceği şekilde açık olmayacak.
Başvuruda bulunan kadına ekonomik yardım yapılacak, bu yardım geçici barınma, sağlık, nakdi ve ayni yardımlar olacak.
Mülki amir olan kaymakam ve valilere, şiddet mağdurunun müracaatı üzerine derhal koruma ve önleyici kararlar alma yetkisi veriliyor. Mülki amirler artık bölgelerinde meydana gelen kadına yönelik şiddet olaylarına ilgisiz durmayacak.
Şiddet mağduru kadın karakola şikâyette bulunduğunda polis tarafından geri çevrilmeyecek. Derhal müracaatı alınacak, polis amiri tarafından geçici tedbirler alınarak kadın yalnız bırakılmayacak. Mahkeme tarafından verilen kararların uygulanmasını sağlarken şiddet uygulayan eşin takibini kontrol altında tutmak amacıyla elektronik kelepçe takılacak. Elektronik kelepçe ile şiddet mağduru kadın daha güvende olacak.
Kadının şikayeti alınırken onuru, gururu asla incitilmeyecek, psikolojik destek sağlanacak. Kolluğa ve diğer kurumlara, mağdur kadına karşı daha özenli davranma yükümlülüğü getiriliyor.
Şiddet mağduru kadınların şikâyetleri, açmış oldukları nafaka ve diğer tedbir davaları artık ücretsiz olacak. Parası olmadığı için mahkemeye başvuru yapamama dönemi son buluyor. Artık devlet kadın adına tahsil ettiği nafakada ücret kesmeyecek. Bugüne kadar kadının aldığı yoksulluk nafakasından dahi devlet harç alıyordu.
Yasa köklü değişiklikler getiriyor. Tatmin olması mümkün olamayan muhalif bazı gurupların yasanın başlığında aile kavramı geçtiği için yaptıkları eleştirilere katılmıyorum. Bu yasa bugüne kadar kadını korumak için getirilmiş en iyi düzenlemedir.
Kadına yönelik şiddettin ve cinsel ayrımcılığın olmadığı bir dünya olması dileklerimle tüm kadınların kadınlar gününü kutlarım.