ÇEŞİTLİLİK ÜZERİNE
Sudan Devlet Başkanı SayınÖmer Elbeşiri hakkında işlediği soykırım ?insanlıkşuçu nedeniyle Uluslar Arası Ceza Mahkemesince tutuklama kararıverilmiş bulunmaktadır.Ancak Sayın Elbeşiri ülkemize elini kolunu salayarak rahatça gelebileceğinden ve aynı şekilde ülkesine de rahatça dönebileceğinden söz ediliyor.Nedeni ise Elbeşiri ?nin tutuklanması gerektiğine ilişkin Uluslararası Ceza Mahkemesi Sözleşmesinde ülkemizin taraf olmamasıdır.Yani o sözleşmeyi Türkiye imzalamadığı için o mahkemenin Türkiye sınırları içreisinde geçerliliği olamazmış.Konuyla ilgili resmi makamların Türkiye tarafından tanınmayan bir mahkemenin kararının da Türkiye?de tanınamayacağını söylemektedirler.Oysa durum anlatıldığı gibi değildir.Sayın Elbeşirinin işlediği suçsoykırım yani insanlık suçu olduğundan insanların yaşadığıheryeri mahkemesi Elbeşiriyi bu suçtan dolayı tutuklayabilir.Bu da nerden çıktı demeyin?İzah edelim....İnsanlık suçunun Uluslararasındaki adı Jenosid suçudur.Bu suçlama nedeniyle verilen tutuklama kararının her ülke mahkemesince infaz edilebilmelidir.Hatta bize göre suçun evrensel bir suç olması nedeniyle her ülke Mahkemesinin bu suçun sanığının yargılama yetkisi de bulunmaktadır.Sayın Elbeşiri?yi ülkesindeki Ahmet?i Mehmet?i kişisel olarak darp etmemiş,onların cep telefonu saat veya paralarını gasp etmemiş yahut kişisel olarak Ahmet?e, Mehmet?e cinsel tasaddi veya tecavüzde bulunmamış,rüşvet almamış veya rüşvet vermemiştir. Elbeşiri kendine karşı olan insan soyunu yok etmekle insanlık suçu işlemistir.İnsanlık suçu nerede , nasıl , ne şekilde ve kim tarafından işlenirse işlensin bu suç nedeniyle bir Mahkemede yargılanıp hakkında Uluslararası camianın görevlendirdiği Mahkemece bir tutuklama kararı verilmişse, bu karar Elbeşiri?nin gittiği her ülke Mahkemesi tarafından infaz edilmelidir.(1).İnsanlık suçu, insan nesline karşı işlenen bir suç olup bir insan soyunu ortadan kaldırmasına yönelik bir suç olduğundan böyle bir suçun siyah insana karşı, beyaz insana karşı veya melez insana karşı yahut şu veya bu ülkede işlenmesinin önemi yoktur.Suç işlenmiş ve bu suçun şüphelisi tespit edilip hakkında tutuklama kararı verilmişse bu tutuklamanın gereği her ülke Adli mercileri tarafından yerine getirilmelidir.Dar yorumlarla insanlık suçu işlediği yargı mercilerince tespit edilen şüphelinin serbestçe dolaşmasına olanak tanınamaz, aksi takdirde bu olanağı tanıyanların dahi suça bir şekilde ortak oldukları unutulmamalıdır.II.SARI ZARFLAR VE STRATEJİLERBilirsiniz biz ülke olarak ve bu ülkemizin vatandaşları olarak hep komşu ülkelerle nizalı olduğumuzu ve onları birer komşu ülke olmaktan çok düşman komşuülke olarak görmeyi öğrenmişiz.Geçmişe yönelik bakıldığında bu tür kanının haklı tarafı olduğu inkar edilemez.Ancak cümle sınır komşularımızıhep düşman olarak görürsek dünyaya nası açılacağız,nasıl saygı bir dünya ülkesi olacağız?Bunu hiç düşünmemişiz.Düşünenleri de dışlamışız.Sene 2007 ,Bahçeşehir Üniversitesinin düzenlediği Siyaset Öğrenimi Okuluna devam ediyoruz.Bakanların ,Başbakanların,Proforsörlerin ,Tanınmış Siyasetçilerin ,Tanınmış Yazılı ve Sözlü medya mensuplarının gelip ders verdikleri bir Siyaset Okulu...Gerçi 1-2 şahsiyetin dışında ders verenlerin tümü geçmişte başlarından geçen ilginçolayları ve bu olaylara karşı nasıl davrandıklarınıanlatıyorlardı.Yani derste anlatılanların çoğu birer anıniteliğindeydi .Dersler birer panel şeklinde devan ediyordu.Bu panalleristrateji uzmanı olduğunu bildiğimiz Sayın Ercan Çitioğlu yönetiyordu.Panallerin devamı sırasında katılımcı ve yöneticilerle hasbihal olunca Lise ikinci sınıftan beri kafamı kurcalayan sorunun konunun uzmanı Sayın Ercan Çitioğlu?na açmayı ve kendisinden cevap almayı düşündüm.Düşündüğümü de yaptım.Ders arası dinlenme saatinde stratejist Sayın Çitioğluna yaklaşıp kendimi birkez daha tanıttım ve ?oldum olası ülkemizin tüm sınır komşularını hep düşman olarak görmüşüz ,bu yetmiyormuş gibi bu kez olası bir ihtimale dayalı ,olacak komşu adayınıda peşin peşin düşman görmeye başladık.Bu durum böyle giderse savunmamızı hep kıza mesafeler için ayarlayıp Dünya ülkesi haline gelemeyeceğiz ,olduğumuz yerde kalacağız.Oysa hedefimiz Dünya ülkesi olmak ,bizim dışımızdaki dünya ülkelerine söz geçirebilecek,sözü dinlenecek bir ülke olmalıyız.Kaldı ki A.B.D karar vermiş Irak a müdehale ediliyor,bununla birlikte Kuzey Iraktaki Kürtler destekleniyor.Kuzey Irak şöyle veya böyle bir oluşuma ön ayak olacak bunu NATO ve BM?de destekliyor.Bize düşen iş ,ülkemiz yararını gözeterek bu oluşuma yardımcı olmak daha yararlı olmaz mı?Oluşuma yardımcı olmamız halinde Kuzey Irak bölgesinin alt ve üst yapılarını inşa etmeyi üstlenmek ve karşılığında hazır petrol almakla ekonomimiz güçlenmez mi...Zaten öğrendiğimiz kadarıyla gayri resmi de olsa Kuzey Irakta ki inşaat ve yapılanmaları 2.elden olmak suretiyle Türk Firmaları yapıyor,oluşumu düşman görmektense onlara daha ılımlı yaklaşmak ve yapılanmayı 1. elden gerçekleştirirsek daha iyi olmaz mı?...?diye sordum.Sayın Çitioğlu çok ciddileşerek ?Kesinlikle olmaz ,Kuzey Iraktaki bir oluşum ülkemiz zararınadır ve mutlak savaş nedenidir.Talabaniyle Barzani de Batının birer piyonudur ,jetlerimiz yarım saat içerisinde onları vurup yerle bir eder ...?diye yanıtladı.Ona ?haklı olabirsin ancak Talabininin Irak Devlet başkanı olacağı kuvvetli birihtimaldir, artık postallı hitaplardan vazgeçmenin daha yararlı olup olmayacağını?sordum.Ercan Bey yine aynı ciddeyetle ?kesinlikle olmaz Talabani Irak Devlet Başkanlığına getirilemez ,getirilse dahi bir gecede jetlerimiz onun sarayını yerle bir eder zira bu durum ülkemizin bekası ile ilgilidir,bu tür safsakalara inanmayın..?diye bir nevi çıkıştı.Aradan bir hafta geçmiştiki Talabani Irak Devlet başkanlığına getirildi.Yine bir ara dinlenmede Sayın Ercan Çitioğlunu yakalayıp sordum, o da cevaben kendisinin strateji uzmanı olduğunuTalabaninin Devlet Başkanlığının geçici bir süre için olacağını ,Kuzey Iraktaki oluşumun yapay bir oluşum olduğunu ve buna Türkiyenin kesinlikle müsade etmeyeceğini zaten kendi görüşünün ve fikrininde böyle olduğunu ısrarla belirtti.Ancak zaman içerisinde gördük ki Talabaninin Devlet Başkanlığı dört dörtlük bir şekilde devam etti ve halende devam etmektedir.Kuzey Irak oluşumu da Uluslararasıbir nitelik kazandı.Gün geçtikçe Kuzey Irak oluşumuna düşman gözüyle değil ,dost gözüyle bakmanın böylece, bu oluşumu alt ve üst yapılarıyla ithalatının ülkemiz tarafından karşılanması kabul gördüSayın Çitioğlunun uzmanlığına saygım var.Ancak stratejik görüşünün yavan kaldığı ,zamana ayak uyduramadığı , vurarız-kırarız görüşü ile ezberlenmiş bir siyaseti devlet yetkililerine aşıladığı ortaya çıktı .Strateji ,dediğimiz geleceğe yönelik olmalıdır.Gelecek 50-100 yıl içerisinde savunma, eğitim ,ekonomik ,dış ilişkilerimiz ve benzeri politikalarımızın ne yönde gelişmesinin gerektiği ,hangi ülkelerle veya hangi ülkede kimlerle ne suretle,işbirliğine gidileceği veya hangi ülkeyle beraber olmanın daha yararlıyahut daha zararlı olacağı hususlarında bilimsel ,politik ve siyasi görüşler oluşturulmalıdır.Aksi taktirde içteki güvensizliklerimizin dışa yansıması devam eder ve kısır döngü içerisinde bocalar dururuz.(1)Avrupa YargıçlarınınŞili Diktatörü Pinochet hakkında verdikleri