CHP'li Tanal "139 Gazeteci Cezaevi'nde"
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolasıyla bir rapor hazırlayan CHP'li Mahmut Tanal, iktidara yakın iş adamları vasıtasıyla yandaş, havuz medyası oluşturulurken, muhalif basının ise baskıya uğradığına dikkat çekti.
CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Av. Mahmut Tanal tarafından “10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü” dolayısıyla hazırlanan raporda, 17 yıllık AKP iktidarında Türkiye’nin insan hakları karnesinin kırıklarla dolu olduğu belirtilerek, “Her geçen gün tablo daha da kötüleşmektedir. İktidar eliyle mağdur edilen kitlelerin arayışları hızlanmış, CHP öncülüğünde ‘Hak, hukuk ve adalet’ talebiyle yollara düşülmüştür. AKP döneminde atama, görevlendirme ve işe alımlarda liyakat ve ehliyetin yerini, biat ve yandaşlık almıştır. Nepotizm, akraba, eş dost, okul arkadaşlığı kayırmacılığı, ülkenin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Türkiye adım adım korku imparatorluğuna götürülmek istenmektedir” denildi.
TWEET ATANLAR MAHKEMELERDE YARGILANIYOR
AKP döneminde ifade ve basın özgürlüğünün ağır yara aldığının kaydedildiği raporda, “Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları, sosyal medya paylaşımı yapmaktan, fikirlerini özgürce dile getirmekten korkar hale gelmiştir. Tweet atanlar gözaltına alınmakta, soruşturma geçirmekte, mahkemelerde yargılanmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret iddiasıyla açılan davaların rekor seviyeye ulaştığına dikkat çekildi. Çocukların bile “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla sanık sandalyesine oturtulduğu aktarıldı.
TEK SESLİ MEDYA YARATMA HEVESİ
CHP’li vekil Mahmut Tanal’ın hazırladığı raporda, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl yayımladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye’nin bu yıl da 180 ülke arasında 157’nci sırada yer aldığı belirtildi. Raporda, “12 Eylül darbesinin hukuksuz ortamında 31 gazeteci hapse konulurken, şu anda cezaevinde tutulan gazeteci sayısı 139” denildi.
İktidara yakın iş adamları vasıtasıyla yandaş, havuz medyası oluşturulurken, muhalif basının ise baskıya uğradığının altının çizildiği raporda, şöyle devam edildi: “Cumhuriyet, Sözcü ve Birgün gazetesi gibi yıllarca FETÖ’yle mücadele eden yayın organları ve çalışanları hakkında ‘FETÖ’ye yardım’ suçlamasıyla dava açılması, trajikomik ve keyfi uygulamaların geldiği noktayı göstermektedir. Tek sesli medya yaratma hevesi nedeniyle basın üzerindeki baskı ve denetim artmış, bunun sonucu olarak yüzlerce medya emekçisi işsiz kalmış, mağdur edilmiştir. Muhalif gazeteciler fişlenmektedir.”