CHP'li Vekilden Kanun Teklifi: Doğa Tahribatçısına Bir Daha Ruhsat Verilmeyecek

ABONE OL

CHP'li vekil Mahmut Tanal, işlettiği maden sahasını çalışmalar tamamlandıktan sonra rehabilite edip eski haline getirmeyen şirketlere bir daha ruhsat verilmemesi için Meclis'e kanun teklifi sundu.

CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, maden arama ve işletme faaliyetleri sonrası çevreye ve doğaya verilen zararın önüne geçilmesi amacıyla hazırladığı kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu.
Tanal’ın imzasını taşıyan kanun teklifiyle, maden çıkarma işlemi tamamlanan sahaların rehabilitasyonu konusunda caydırıcı kurallar getiriliyor. Buna göre maden faaliyet sahasını çevre ile uyumlu hale getirerek teslim etmeyen şirketlere, yeni bir başvuru halinde ruhsat verilmeyecek. Teklifle maden işleterek para kazanan ancak maden sahasının rehabilitasyonuna ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmeyen ruhsat sahibinin yaptırıma tabi tutularak, tahrip olmuş alanların iyileştirilmesi, çevre sağlığının korunması ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının ihlalinin önüne geçilmesi hedefleniyor.
Teklifle ayrıca maden çıkarma sahalarında gerekli çevre ile uyum çalışmalarını gerçekleştirmeyenlerin tekrar ruhsat almasının engellenmesi, çevre ile uyum çalışmalarında eksik kalan masrafları ödemeyen ruhsat sahiplerinden söz konusu masrafın üç katı bedel talep edilerek caydırıcılığın arttırılması amaçlanıyor.

BOZULAN ALANLARI REHABİLİTE ORANI DÜŞÜK
CHP’li vekil Mahmut Tanal’ın Meclis Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifinin gerekçesinde, ülkemizde yapılan madencilik faaliyetleri sırasında çevre ile uyumlu yöntem ve teknolojilerin kullanılmadığına, kazılar ve istifleme için belirlenmiş uygun yöntem ve tekniklere uyulmadığına dikkat çekildi.
Madencilik faaliyetlerinin yapıldığı alanlarda, çevre ile uyumlu yöntem ve teknolojilerin kullanılmayışı nedeniyle peyzaj yapısının bozulduğunun belirtildiği gerekçede, “Doğal kaynaklar tahrip edilmekte, ekosistemler bozulmaktadır” denildi.
Yine madenlerin üretimi sırasında maden hammaddesinin yanında pasa, flotasyon ve izabe artığı, cüruf ve hurda metal ortaya çıktığına işaret edilen gerekçede, söz konusu maddelerin çevrenin kirlenmesine neden olduğu, çevre sağlığı ve çevre kalitesinin kötüleştiği ifade edildi.
Bozulmuş bu alanların doğaya tekrar kazanımı, biyolojik üretimin potansiyelinin ise ancak doğanın onarım ve rehabilitasyonu ile sağlanabildiğinin kaydedildiği gerekçede, “Madencilik faaliyetlerinin sona ermesinden sonra mevzuat ve Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) aşamasında verilen taahhütler gereği alanın rehabilitasyonu yapılmalı ve doğaya kazandırılması gerekmektedir. Ancak ne yazık ki ülkemizde gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri sonrasında yapısı bozulan alanların rehabilitasyon oranları oldukça düşüktür” değerlendirmesi yapıldı.

TEMİNATLARININ YANMASINI GÖZE ALIYORLAR

Madencilik faaliyetleri sonrasında yapısı bozulan alanların rehabilite edilme oranlarının çok düşük olma sebebinin ruhsat sahiplerine yeterli caydırıcı yaptırımların uygulanmaması olduğuna dikkat çekilen gerekçede, “Ruhsat sahiplerinden 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca ruhsat bedeli alınmaktadır. Ruhsat bedeli; taban bedelinin, ruhsatın yürürlükte kaldığı takvim yılı sayısı, maden grubu, cinsi ve alan büyüklüklerine göre belirlenen katsayılarla çarpılarak, 3213 sayılı Kanunda gösterilen tablolara uygun şekilde hesaplanır. İşletme ruhsatlarında yüzde 30'u çevre ile uyum planı çalışmaların temin etmek üzere teminat olarak alınmaktadır. Birçok ruhsat sahibi ise faaliyetlerinin sonlanmasının ardından alanı rehabilite etmek yerine teminatlarının yanmasını göze almaktadır” bilgisi aktarıldı.

 

chple vekilden kanun teklifi doğa tahribatçısına bir dana ruhsat verilmeyecek