Ekrem İmamoğlu'na Hapis ve Siyasi Yasak Cezası
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan ve 6 mayıs 2019 tarihinde iptal edilmesi ile yenilenen seçimde belediye başkanı olarak seçilmesinin ardından, seçimin iptaline ilişkin olarak yaptığı açıklamada, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine 'ahmak' dediği iddiasıyla, 'Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı zincirleme olarak alenen hakaret' suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Cezada indirim uygulamayan mahkeme ayrıca, İmamoğlu hakkında siyasi yasak anlamına gelen Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin uygulanmasına da karar verdi.
Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, sanık Ekrem İmamoğlu katılmadı. Duruşmaya, sanık avukatları ve çok sayıda milletvekili de katıldı.
Mahkeme hakimi, bir önceki celse yapılan reddi hakim talebinin üst mahkeme olan Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini söyledi.
Sanık avukatı Kemal Polat, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediklerini belirtti. Kemal Bolat, beyanının devamında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tanık olarak dinlenmesini ve hazır bulunan tanıkların da dinlenmesini talep etti.
Mahkeme hakimi, hazır bulunan tanıkların dinlenmesine karar verdi.
“İMAMOĞLU BANA AZ BİLE SÖYLEDİM”
Duruşmada tanık olarak dinlenen Murat Ongun, “Olayın olduğu gün sayın başkanımızla bir aradaydık. Ben başkanımızın basın danışmanı olduğum için medya ilişkilerini ben kuruyorum. Toplantı esnasında çok sayıda gazeteci arkadaşımız, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, İBB başkanına ‘Ahmak’ dediğini ve bu konuda Ekrem İmamoğlu’nun ne söyleyeceğini sormak istediklerini söylediler. Başkana iletince, ‘Bu çok yakışıksız bir ifade, buna cevap verelim’ dedi. Ardından gazeteci arkadaşları arayıp davet ettim. Gazetecilerde sordukları soruda İçişleri Bakanını işaret ederek sordular. Ekrem beyde soruya cevap verdi. Sonra toplantıya devam ettik. Ben Ekrem beye, ‘çok ağır mı konuştunuz’ diye sordum. Ekrem İmamoğlu’da bana, ‘az bile söyledim’ dedi. Bildiklerim bunlar. YSK’ya yönelik her hangi bir söz söylediğini duymadım. Bütün seçim sürecinde yanındaydım. Bu konudaki hedef açıklamaları siyasi kişilere yönelikti. YSK’ya yönelik her hangi bir söylem olmadı” dedi.
Tanık olarak dinlenen Necati Özkan ise, “2013 yılından beri Ekrem İmamoğlu’nun siyasi danışmanıyım, kampanya yöneticisiyim. Dolayısıyla gittiği bütün toplantılara eşlik ediyorum. Strazburg’daki toplantıda böyle bir toplantıydı. 23 Haziran seçimi sonrasında Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin talebi üzerine seçimleri incelemek için yabancı bir heyet Türkiye’ye geldi. Avrupadaki seçimlerin hepsinde Avrupa parlementosu benzer bir işleyişi izler. Sadece Türkiye değil, başka ülkelerdeki seçimlerle ilgili bir oturuma davet edilmiştik. Parlamanter Davson’un raporu o toplantının ana konusuydu. Sadece Ekrem İmamoğlu değil. Kocaeli, İzmir gibi çeşitli belediye başkanları bu raporu tartışmak için davet edildiler. Ekrem İmamoğlu o oturumda, Türkiye’deki demokrasi iradesinin özellikle 23 Haziran seçiminde Türkiye’deki siyasi iktidarın yargıyı kullanarak, yaptığı hatayı düzelttiğini anlattı. Türk seçmenin demokrasiye bağlılığını anlattı. Türkiye’den çıkan bu kararın tüm Dünya için ilham verici olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetine teşekkür etti. Ekrem beyin konuşmasından sonra AKP’den seçilmiş olan Kocaeli Belediye Başkanı olmak üzeri Türk heyetinden herkes Ekrem beyin bu konuşması için gelip teşekkür ettiler. İstanbul ve Türkiye seçmeninin demokrasi iradesinin ne kadar güçlü olduğunu söylediler. Toplantıya sabah gidip akşam geri döndük. Toplantıdan 5 gün sonra Üsküdar’da toplantıdaydık. Sonrasında, İçişleri Bakanı’nın yakışıksız ifadeler taşıyan o açıklamasından haberdar olduk. Arkadaşımız Murat Ongun, basının, bu ifadelere cevap verip vermeyeceğini sorduğunu söyledi. Soylu’nun ağır eleştirisine cevap vermemesi düşünülemezdi. Toplantının çıkışında gazeteciler doğrudan, ‘Süleyman Soylu sizin için bu ifadelerde bulundu, cevap vermek ister misiniz?‘ diye sordu. Ekrem bey de soruyu cevapladı. Zaten ertesi gün bütün gazetelerde bütün başlıklar söyledi. ‘Ekrem İmamoğlu, Soylu’ya cevap verdi‘ şeklinde oldu. Biz bu dava nasıl oldu anlamadık. Anlattığım süreç içerisinde tek bir kez bile YSK veya üyelerinin konusu dahi geçmedi. Çünkü fotoğraf çok netti. İçişleri Bakanımız kullandığı gücün kamu adına olduğunu unutup. Sonradan dahil olduğu partinin neferi gibi hareket ediyor” dedi.
Tanık beyanından sonra söz alan sanık avukatları daha sonra yazılı beyanda bulunacaklarını söyledi. Sanık avukatı Kemal Polat, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tanık olarak dinlenmesi tekrar talep etti.
Cumhuriyet savcısı, tanık beyanlarına diyeceklerinin olmadığını söyledi. Savcı, Süleyman Soylu’nun tanık olarak dinlenilmesi talebine ilişkin söyleyeceklerinin olmadığını ifade etti.
Süleyman Soylu’nun tanık olarak dinlenilmesi talebi mahkeme tarafından reddedildi.
Cumhuriyet savcısı duruşmada, önceki celse mütalaa verdiğini belirterek, verilen mütalaadaki 4 yıl 1 ay hapis cezası istemini tekrarladı.
Söz verilen sanık avukatları, mütalaaya karşı savunma yapmak için makul bir süre istedi. Mahkeme, mütalaa için istenen ek süre talebinin geçen süre içerisinde olduğunu belirterek reddetti.
Mahkeme, sanık avukatlarının makul süre talebini yerinde görerek, son savunmaların hazırlaması için duruşmayı saat 16.00’ya erteledi.
Verilen aranın ardından yeniden başlayan duruşmada sanık avukatları, savunmalarının uzun olacağını söyleyip SEGBİS ile kayıt altına alınmasını istediler. Mahkemenin bu talebi kabul etmesinin ardından sanık avukatlarının savunmaları SEGBİS ile kaydedildi.
Sanık avukatlarının savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme hakimi, sanık Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesine karar verdi. Ekrem İmamoğlu’nun, hakaret suçunu kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı (Yüksek Seçim Kurulu üyelerine) işlediğini belirtti. ayrıca cezasında arttırım ve indirim maddelerini uygulamadı. Türk Ceza Kanunu’nun 53üncü maddesinde yer alan belli hakları kullanmaktan, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince cezanın infazı tamamlanana kadar kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise maddenin üçüncü fıkrası gereğince mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına hükmetti. Yani uygulanan 53üncü madde gereğince sanık Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak gelmiş oldu. Ancak siyasi yasağın kararın onanması halinde uygulanması beklenirken mahkeme 7 günlük süre içerisinde mahkemeye dilekçe verilerek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvurma haklarının da bulunduğunu açıkladı. Bulunulmaması halinde kararın kesinleşeceğini bildirdi.