Gazeteci Arslan Ariç, Hukuksuz Gözaltına Alınmasını Yargıya Taşıdı

Gazetemizin sahibi ve Sorumlu Yazıİşleri Müdürü Arslan Ariç, önceki gün Pendik Göçbeyli köyünde, kaçak yapıların yıkımı esnasında çekim yaparken, olay yerinde bulunan Jandarma komutanının talimatıyla telefonuna ve basın kartına el konularak ters kelepçe ile gözaltına alındı.

Ariç olayla ilgili şunları söyledi “geçtiğimiz günlerde, peyzaj işi yapan bir arkadaşımla Pendik Göçbeyli köyüne gittik. İşyerinin kapısının önünde  beklerken, biraz ileriden sesler geliyordu. Köyde de birkaç gündü kaçak yapılar yıkılıyordu, yine yıkım var ben bir bakıp geleyim dedim, arkadaşım tamam dedi.
Yıkımın yapıldığı yere doğru yürüdüm, olay yerine geldiğimde her hangi bir güvenlik şeridi falan yoktu, toplanan bir kısım köylü ve jandarma vardı. Yaklaştığımda cep telefonumu çıkardım kayda girdim, beş altı saniye çekmiştim ki, komutan beni gördü ve elimde ki telefonu çekip aldı. “ne çekiyorsun kimsin”  dedi. Bende basın dedim, çıkar kartını dedi, kartımı verdim, alır almaz askerlere alın bunu dedi, ters kelepçe diye talimat verdi.  4-5 asker üzerime çullandı, ellerimi arkadan bağladılar, yağmur yağıyordu her taraf çamur. İki büklüm  neredeyse başım yere değecek durumda, sürükleyerek hakaretler yaparak  jandarma aracına götürdüler. Ayakkabım parçalandı, elimde şemsiye vardı gitti, ne olduğunu anlamadım.
Ellerim arkadan bağlı sürükleyerek aracın yanına getirdiler, gir içeri dediler, araç yüksek olduğundan binemiyorumdum. Üç dört asker, beni yüzükoyun karga tulumba aracın arkasına attılar. Aracın içi de çok kötüydü.
Ben olay yerine gelirken, telefonumu sessize almıştım.  O arada arkadaşım sürekli beni arıyormuş ama telefonu açmıyorlarmış, sonra olay yerine gidip bakayım diyerek olay yerine gelmiş, orada da telefonumu çaldırmış telefonu açmışlar. Komutan yanına çağırmış, arkadaşım geldiğinde, onun elinde ki telefonunu da almışlar, resimleri kontrol edip geri vermişler. O sırada askerler ellerim bağlı bir şekilde beni araçtan indirip komutanın yanına getirdiler.
Komutan ‘çözün ellerini’ dedi. Bana ” bir daha benden izin almadan çekim yapmayacaksın” dedi. Bende kendisine ‘ben gazeteciyim, işimi yaparken izin almam gerekmiyor’ dedim. Telefonumu verdi bu nasıl basın kartı diyerek kartımı verdi, hadi git dedi. Ben de basın kartının ön yüzünü göstererek dedim ki, bakın burada Cumhurbaşkanlığı’nın arması var holigramlı, arkasını göstererek burada da İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un imzası var” dedim.  Hadi git dedi. Olay yerinden ayrıldım.
Ertesi gün Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek, görevli komutan ve gözaltına alınırken, beni eziyet ederek gözaltına alan, küfü ve hakaret ederler hakkında şikayetçi oldum.”  dedi.