KILIÇDAROĞLU"BUNUN ADI TÜRKİYE'YE İHANETTİR"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Suriyeli sığınmacılara yönelik 'vatandaşlık kartı'nı değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'ye sığınan 3 milyona yakın Suriyeliye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının verileceğini açıklamasını değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Recep Tayyip Erdoğan, yabancı uyrukluların oylarıyla Türkiye'de rejimi değiştirmek istiyor. Bunun anlamı Türkiye'ye ihanettir” dedi.
TÜRKİYE'DEKİ GERİLİM DAHA DA ARTACAK
Sözcü'den Saygı Öztürk'e konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, yaklaşık 3 milyon Suriyelinin Türkiye vatandaşı yapılması ile toplumsal dokunun bozulacağını, mevcut gerilimlere yenilerinin ekleneceğini söyledi.
Türkiye, Rusya ve İsrail ile krizlerin baş döndürücü bir hızla çözülmesinin şaşkınlığını yaşarken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan ilginç bir çıkış geldi: “Kardeşlerime bir müjde vermek istiyorum. Kardeşlerimizin içinde inanıyorum ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak isteyenler var, konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı'mızın attığı adımlar var. Ellerinden geleni bakanlığımız oluşturduğu bir ofisle takip etmek suretiyle bu kardeşlerimize vatandaşlık imkanını vereceğiz…”
Bu müjde Türkiye'deki Suriyelilere açıktan vatandaşlık teklifiydi.
CHP lideri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kilis'te Suriyelilere verdiği iftarda “vatandaşlık müjdesi” vermesinin Avrupa Birliği ülkelerinde büyük rahatlama yarattığını savundu. “Erdoğan ülkesinin çıkarını değil, kendi çıkarını düşünüyor” diyen Kılıçdaroğlu'nun, SÖZCÜ'ye yaptığı değerlendirmenin satır başları şöyle:
AVRUPA'NIN ELİ RAHATLADI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılarla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verme niyetini Kilis'te ifade etti. Bu açıklamayı yaptığı andan itibaren 500 milyonluk Avrupa'nın eli rahatladı. Avrupalı 500 kişiyi bile almazken, Erdoğan 3 milyon Suriyelinin vatandaşlığa kabul edileceğini söyledi. Bu, Erdoğan'ın batıda meşruiyet kazanmak için her türlü ödünü sadece kendi çıkarı için vereceğinin bir ifadesi. Ülkesinin çıkarını değil, kendi çıkarını düşünüyor. Bu açıklamadan sonra hiçbir Avrupa Birliği ülkesinin Suriyelileri almasına gerek yok. Çünkü hepsini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapıyor.
TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELERİ VAR
Türkiye'ye sığınan Suriyeliler arasında azılı birçok terör örgütünün üyesi vardır. Suriyeliler toplu geldikleri ve Türkiye'nin her tarafına dağıldıkları için kimin ne yaptığı belli değil. Bu kişiler yarın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak başka ülkelerde terör eylemlerine karışırlarsa ülkenin hali ne olacak? Bunlar da düşünülmüş değil.
SOSYAL DOKU DAHA DA BOZULACAK
Bu kadar Suriyeliyi vatandaşlığa aldığımızda sosyal dokumuz da bozulacak. Sonuçta bizim kültürümüz ile Suriyelilerin kültürü farklı. Dilimiz, dünyaya bakışımız değişik. Bu durumda doğrudan doğruya bunları alıp vatandaş yaptığımızda sosyal dokumuzda da bozulmalar olacak. AKP hükümetleri 14 yılda Türkiye'yi zaten kamplara böldü, gerilimli bir toplum haline getirdi.
BÜYÜK KENTLERDE YENİ GETTOLAR OLUŞACAK
Şimdi yeni bir getto türü ortaya çıkacak. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana başta olmak üzere büyük kentlerimizde yeni gettolar ortaya çıkacak. Bu aynı zamanda farklı bir toplumsal çatışma ve gerilimin başlangıcı da olabilir. Bunların yeteri kadar düşünüldüğünü de tahmin etmiyorum.
TÜRKİYE'NİN DEĞİL ERDOĞANLARIN ÇIKARI
Suriyelilere vatandaşlık verileceği dile getirilirken Türkiye'nin değil, Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin çıkarları düşünüldü. Erdoğan, kendisi ve ailesinin geleceğini güvenceye alabilmek için Türkiye'yi ateşe atmaktan korkmuyor. Suriyelileri vatandaşlığa almak istemelerinin nedenleri belli. Yabancıların oy potansiyeli üzerinden Türkiye rejim değiştirilmek isteniyor. Bunun adı vatana ihanettir. Kendi ülkesinin vatandaşlarıyla değil, yabancıları vatandaşlığa alıp onların desteğiyle rejim değiştirilmek istenmesinin Türkiye'ye ihanetten başka bir izahı olamaz.
DÜŞÜK PROFİLLİ BAŞBAKANLA OLMUYOR
Bugün ülkemizde durum şu: Türkiye iyi yönetilmiyor, yönetim ehil ellerde değil. Düşük profilli, Recep Tayyip Erdoğan'ın her sözünü tekrar eden bir başbakan var. Bunlar ülkenin geleceğiyle ilgili strateji üretemedikleri gibi, endişelerini kapalı kapılar arkasında bile dile getiremiyorlar. Düşük profilli başbakanla ülke yönetilemez.