Müjdat Gezen İtiraz etti

ABONE OL

Müjdat Gezen Yurt dışı çıkış yasağına itiraz etti

Katıldıkları bir televizyon kanalında sarf ettikleri sözler nedeniyle, sanatçı Metin Akpınar’la birlikte hakkında soruşturma başlatılan ve soruşturma kapsamında sevk edildikleri Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından, adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakılan sanatçı Müjdat Gezen’in avukatı Celal Ülgen, adli kontrol tedbiri ve yurt dışına çıkış yasağı kararına itiraz ederek kaldırılmasını istedi. 

Avukatı Başvurdu
Müjdat Gezen’in avukatı Celal Ülgen tarafından Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği’ne verilen dilekçede, “Müvekkilimiz Müjdat Gezen, ülkemizin yaşayan en büyük aydın ve sanatçılarından birisidir. Yaşamı boyunca Türkiye Cumhuriyeti’ni, Atatürk’ü, Türk Milletinin bölünmez bütünlüğünü, aklı, bilimi, çağdaşlığı ve özgür sanatı savunmuştur. Kurucusu ve yöneticisi olduğu ‘Müjdat Gezen Sanat Merkezi’, dünyanın ilk ve tek parasız özel okuludur. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde, ülkemizin en nitelikli sanatçıları öğrencilere ders vermekte ve bu merkez 26 yıldır ülkemizin en şöhretli ve saygın sanatçılarını yetiştirmektedir. Müvekkilimiz 21.12.2018 günü, ‘Halk Arenası’ programında yaptığı konuşmaları, tamamen mizah ve güldürü amacıyla yapmış ve herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etme kastıyla davranmadığı gibi söylediği, ‘sen herkese haddini bil diyorsun, ben de size diyorum, haddinizi bilin’ biçimindeki tümcenin hakaret suçu içermediği açıktır” denildi.

“Eleştiri amaçlı söyledi”

Dilekçesinde, Müjdat Gezen’in bu sözlerini, güldürü vbiraz da Cumhurbaşkanı’nın, ‘Kadıköy’de oturanlar kaymak tabakadır. Türkiye yıkılsa bunların umurlarında değildir’ biçiminde daha önce söylediği sözlerini eleştirmek maksadıyla söylediğini belirten avukat Celal Ülgen, “Müvekkilimiz, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, adli kontrol kararı talebiyle İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği’ne; ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan sevk edilmiştir. Asil olarak müvekkilimizin ve müdafi olarak tarafımızın; soruşturmanın başından bu yana belirttiğimiz üzere, soruşturma konusu sözlerde cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmemiş veya sövmek suretiyle onur, şeref veya saygınlığa saldırılmamıştır. Esasında biraz güldürü, biraz da cumhurbaşkanının anılan sözlerine yönelik eleştirel cevap verilmek istenmiştir. Bilindiği gibi ifade özgürlüğünün temeli, karşıt bir düşünce de olsa, rahatsız da etse, ya da kışkırtmaya yönelik de olsa, o düşünceye karşı tahammüllü olmaktır. Nitekim ifade özgürlüğü sadece muhtemel sayılan düşüncelere bağlı değil, incitici, endişe verici fikirler için de geçerlidir” dedi.

Müvekkili için konulan adli kontrol tedbirlerinin, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçu kapsamında alındığını hatırlatan avukat Ülgen, "Cumhurbaşkanı'na hakaret suçu hakkında genellikle HAGB (Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararı verildiği bilinmektedir. Böyle olunca, müvekkilimiz hakkında herhangi bir adli kontrol tedbiri uygulanması gerekmediği gibi, özellikle yurt dışına çıkış yasağı şeklinde uygulanması kararlaştırılan adli kontrol tedbiri ile istenilen ceza arasında orantı da olmadığı için ölçülülük ilkesi de zedelenmektedir. 3. Sulh Ceza yargıcı bu kararında; diğer şüpheli için istenilen yaptırım miktarı ile müvekkilimiz hakkında talep edilen yaptırım arasındaki farkı dikkate almadan ve ‘atılı suçların kanundaki üst sınırı göz önüne alınarak’ gerekçesine dayanmıştır" dedi.

“Kanser hastası kızı için sürekli Hollandaya gidiyor.

 
Dilekçede, “Haftada bir Pazar günü ikametine en yakın kolluk birimine başvurarak imza atmak suretiyle bir adli kontrol öngörüldüğü halde, ikinci olarak da yurt dışına çıkışının yasaklanmasına karar verilmesi müvekkilimiz için, bu suç için öngörülen cezadan daha ağır bir yaptırım kararı olmuştur. Çünkü müvekkilimizin kızı yurt dışında Hollanda da yaşamakta ve müvekkilimiz kanser tedavisi gören kızı için sürekli Hollanda’ya gitmektedir. Müvekkilimizin yurt dışına çıkış yasağı, kızı ile olan iletişimini keseceği için gereksiz, fazla ve müvekkilimize manevi işkence çektirecek yöntem olmuştur. Yukarıda verilen nedenlerle ve re’sen takdir olunacak hususlarla; Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararından rücu edilmesine ve adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına, bu talebimizin uygun görülmemesi durumunda, itirazımızın incelenmek üzere dosyanın Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz” denildi.