Reina Saldırganıyla Bağlantılı DEAŞ Sanıklarına 15 Yıla Kadar Hapis
İstanbul Ortaköy'de bulunan Reina adlı eğlence merkezindeki 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla bağlantılı olduğu ileri sürülen ve haklarında 'resmi belgede sahtecilik' ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlamalarıyla dava açılan 22 şahsın yargılanmasına devam edildi.
İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya 11 tutuklu sanık ile tutuksuz sanık suça sürüklenen çocuk A.A. ve sanık avukatları katıldı. Duruşma savcısı, 11 tutuklu sanık hakkında “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isterken, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan 2 tutuklu sanığın hükümle tahliyesine karar verilmesi yönünde esasa ilişkin mütalaa verdi.
Tutuksuz yargılanan diğer sanıklar ile A.A.’nın bu suçtan beraatine karar verilmesini talep eden iddia makamı, sanıkların kullandığı pasaportların sahte olup olmadığına ilişkin İnterpol Daire Başkanlığına yazı yazılmasını istedi.
Tutuklu sanıklar, DEAŞ ile bir bağlantılarının olmadığını, suçsuz olduklarını savunarak beraat ve tahliye talebinde bulundu. Bazı sanık avukatları ise esasa ilişkin savunma yapmaları için süre talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanıkların kullandığı pasaportların sahte olup olmadığına ilişkin İnterpol Daire Başkanlığına yazı yazılması ve bazı avukatların süre talebinin kabulüne, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
4 AYRI ADRESE EŞ ZAMANLI OPERASYON
İstanbul Ortaköy’de bulunan Reina adlı eğlence merkezinde 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla bağlantılı oldukları iddia edilen şüphelilere yönelik İzmir’de başlatılan operasyonda, terör örgütü DEAŞ üyesi olduğu öne sürülen 11’i kadın 22 zanlı, Buca ve Bornova ilçelerindeki 4 ayrı adrese eş zamanlı düzenlenen operasyonda gözaltına alındı.
Zanlıların, Reina saldırısını gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov ile Konya’daki hücre evinde birlikte kaldıkları, terör örgütü DEAŞ’ın Suriye’deki yöneticilerinin talimatı ve İstanbul’daki örgüt üyelerinin yönlendirmesiyle İzmir’de hücre evi yapılanmasına gittiği öne sürüldü.