Şanlıurfa'daki Sel Felaketi İçin Suç Duyurusu
Aslen Şanlıurfalı olan CHP'nin hukukçu vekili Mahmut Tanal, Şanlıurfa'da 16 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketinde ihmali ve sorumluluğu bulunan yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.
CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Şanlıurfa’da 16 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketindeki ihmalleri yargıya taşıdı. Tanal, Şanlıurfa ilinde can ve mal kaybına sebep olan sel baskınının sorumlularının tespiti ve cezalandırılması amacıyla Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
CHP’li vekil Mahmut Tanal, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, Şanlıurfa Valiliği’nin, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin, Eyyübiye Belediyesi, Haliliye Belediyesi, Karaköprü Belediyesi ve diğer ilçe belediyelerinin, Devlet Su İşleri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün savcılık tarafından tespit edilecek yetkililerinin, “Genel Güvenliğin Tehlikeye Sokulması”, “Sel Ve Taşkına Sebep Olma”, “Görevi İhmal ve Kötüye Kullanma”, “Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme” suçlarından cezalandırılmalarını talep etti.
ÇOK CİDDİ İHMALLER VAR
Tanal, suç duyurusu dilekçesinde, 14 Mart 2023 tarihi itibariyle başlayan yoğun yağışların Şanlıurfa ilinde özellikle Eyyübiye, Haliliye ve Karaköprü ilçelerinde sel baskınlarına sebep olduğunu, 16 kişinin yaşamını yitirdiğini, 1 kişinin arandığını, bölgede bulunan onlarca evin zarar gördüğünü, hayvanların telef olduğunu, ahırların yıkıldığını, tarım alanlarının kullanılamaz hale geldiğini, oluşan toplam zararın soruşturma aşamasında daha da netlik kazanacağını hatırlattı.
Dilekçesinde meydana gelen olayın sıradan bir doğal afet olduğunu, zararların da olağan olduğunu söylemenin olanaksız olduğunu vurgulayan Tanal, “Öyle ki can ve mal kayıplarının oluşumunda çok ciddi ihmaller dikkat çekmektedir. Olay öncesinde kuvvetli yağış ve sel ihtimali olduğu Meteoroloji tarafından tespit olunmuşsa da buna ilişkin duyurular etkin biçimde yapılmamış, zararın önüne geçebilecek bilgilendirmeler sağlanmamış, tedbirler alınmamıştır” değerlendirmesini yaptı.
BİLİMSEL VE TEKNİK ÖNERİLER DİKKATE ALINMADI
Tanal dilekçesinde, Abide Kavşağı, dere yataklarına ilişkin gerekli önlemlerin alınmamasının, daha önce Şanlıurfa Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün İl Afet Risk Azaltma Planı tarafından sunulan raporun ve 2006 yılında Coğrafi Bilimler Dergisi’nde yayımlanan, Prof. Dr. Mehmet Sait Şahinalp tarafından kaleme alınan “Şanlıurfa Şehri’nin Kuruluşuna Etki Eden Etmenler” başlıklı makalenin dikkate alınmamasının, dere yataklarının ve tehlike arz eden bölgelerin rant uğruna imara açılmasının, gerekli acil durum planlarının yapılmamasının, inşaat ve jeoloji uzmanlarından yararlanılmamasının zararın doğmasında ve büyümesinde büyük etki sahibi olduğunu kaydetti.
Şanlıurfa Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından hazırlanmış “İl Afet Risk Azaltma Planı” ile bölgedeki yaşanmış ve yaşanabilecek afetlere dikkat çekildiğini, çok çarpıcı tespitler yapıldığını aktaran Tanal, “Plandaki bilimsel ve teknik önerilerin dikkate alınmaması dahi başlı başına bir ihmaldir” ifadesini kullandı.
FELAKETİN ÖNGÖRÜLMESİNE RAĞMEN TEDBİR ALINMAMASI…
Yine ilgili planda Şanlıurfa ilinde yaşanabilecek afetlere çeşitli haritalara ve teknik değerlendirmelere yer verilerek alınması gereken önlemler açıklandığını dilekçesinde işleyen Tanal, ayrıca planda Cavsak, Karakoyun ve Sırrın Derelerine dikkat çekildiğini, Şanlıurfa Valiliği tarafından rapor hazırlanmasına ve devletin ilgili kurumları tarafından yaşanılan felaketin öngörülmesine rağmen tedbir alınmamasının kabul edilemez nitelikte olduğunu vurguladı.
Aslen Şanlıurfalı olan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, hazırladığı suç duyurusu dilekçesinde, makalelerde ve Şanlıurfa tarihinin kaleme alındığı hemen her yazıda Şanlıurfa ilinin milattan bu yana bol su kaynaklarına sahip olduğu ve sel felaketlerinin yaşandığının defaatle dile getirildiğini anımsattı.
KEŞİF VE BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ TALEBİ
Sel felaketlerinin her daim dile getirilmesine rağmen yetkililer tarafından hiçbir önlem alınmadığına ve hatta rant uğruna dere yatakları ve tehlikeli bölgelerin imara açıldığına dilekçesinde yer veren Tanal, “Sayın Cumhuriyet Başsavcılığınca Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin imar planları celp edilerek keşif ve bilirkişi incelemeleri yaptırılması halinde iş bu dilekçe ile ileri sürülen iddialar ispatlanabilecektir. Yapılacak bu soruşturma işlemleri ile birlikte insan hayatını tehlikeye atan imar planları ve riskli bölgelerde inşaat yapılmasına izin veren il/ilçe belediyeleri ile ilgili diğer kurum yetkilileri ve hukuka aykırı inşaatlar yapanlar ile iş bu inşaatların onaylanmasında imzası bulunan devlet yetkilileri ile ilgisi bulunduğu tespit edilen üçüncü kişilerin cezalandırılması hukuka uygun olacaktır” şeklinde talebini dile getirdi.
KARAKOYUN DERESİ UYARISIYLA ALAY ETTİLER
Sel felaketinde Şanlıurfalı vatandaşlara mezar olan şehir merkezindeki Karakoyun Deresi’nin temizlenmesi, ıslah edilmesi, Karakoyun Deresi’nin etrafının daraltılmaması için yıllardan beri Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ile diğer yetkili kurumları uyardığını dilekçede vurgulayan Tanal, “Ancak uyarılarımız dikkate alınmadığı gibi sosyal medya üzerinden alaylı bir üslupla tarafımıza yanıt verilmiştir” diyerek, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ile diğer yetkililerin kendisine verdiği yanıtları dilekçe ekinde savcılığa sundu.
DERE YATAKLARI VE TARIM ARAZİLERİ BETONLAŞTIRILDI
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, ilgili ilçe belediyeleri ve kamu kurumlarının, hizmet kusurundan kaynaklı can ve mal kaybından sorumlu olduğunun altını çizen Tanal, şöyle devam etti: “Su taşkınlarına karşı altyapı iyileştirilmemiştir. Yağmur sularının kanalizasyon şebekesine çekmek için kullanılan mazgallar temizlenmemiştir. Dere yatakları temizlenmemiştir. Dere yatakları daraltılmış, dere yataklarının yapılaşmaya açılmasına, betonlaştırılmasına izin verilmiştir. Selden en fazla etkilenen Şanlıurfa’nın merkez ilçeleri Karaköprü, Haliliye ve Eyyübiye’de tarım arazileri, bağ ve fıstık bahçeleri, imara açılarak tahribatın etkisinin artmasına yol açılmıştır.”
Nitekim birinci sınıf tarım arazisi üzerine inşa edilen 800 yataklı Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi, selden ciddi şekilde etkilendiğini dilekçesinde aktaran Tanal, hastanenin acil servisinin, yoğum bakım ünitesinin yağmur sularıyla dolduğunu, hastaların üst katlara çıkarıldığını anımsattı.
BEYAZGÜL’ÜN ‘DERE YATAĞI’ İTİRAFI
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül’ün olası bir ikinci sel baskını kapsamında 18 Mart 2023 tarihinde paylaştığı Twitter mesajında, dere yataklarına ev inşa edildiği itirafında bulunduğunu belirten Tanal, Beyazgül’ün ilgili Twitter mesajında, “Meteorolojiden elde edilen verilere göre kuvvetli sağanak yağış beklenen şehrimizde dere yatağında ve bodrum katlarda olan hemşehrilerimizin sel ve baskınlara karşı dikkatli olması önem arz etmektedir” ifadelerini kullandığını hatırlattı.
ABİDE KAVŞAĞI PROJESİ SİYASİ MÜDAHALEYLE DEĞİŞTİRİLDİ
CHP’li vekil Mahmut Tanal, suç duyurusu dilekçesinde, Şanlıurfa’nın en merkezi noktasında yer alan Abide Kavşağı’ndaki proje değişikliğinin, felakete yol açtığı yönünde ciddi iddiaların mevcut olduğunu, bu iddialara ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi sunduğunu anlattı.
Tanal dilekçede şunları aktardı: “Şanlıurfa’daki Abide Kavşağı, üst yollar ve altgeçitten oluşmaktadır. Selden altgeçit daha çok etkilenmiştir. Abide Kavşağı’ndaki altgeçit, Aralık 2012 tarihinde dönemin Başbakanı, şu anki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılmıştır. Altgeçidin suyla dolmasıyla vatandaşlarımız boğularak yaşamını yitirmiştir. Abide Kavşağı'nın üst yollarının açılışı ise yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla 3 Aralık 2022 tarihinde yapılmıştır. Abide Kavşağı’nın alt ve üst yollarını birbirinden bağımsız düşünemeyiz. Tartışmaların odağındaki Abide Kavşağı, 10 yıl önce, 2012 yılında ihale edilmiştir. Abide Kavşağı’nın hazırlanan ilk projesinin müdahalelerle değiştirildiği iddiası, görmezden gelinmemelidir. Şöyle ki: Abide Kavşağı’nın inşasına ilişkin hazırlık yapılırken dörtlü yonca yapraklı proje hayata geçirilecekti. Yani şehir merkezine, Mardin’e, Gaziantep’e, Diyarbakır’a yönelik dörtlü yonca yaprağı olarak yapılacaktı proje. Siyasi müdahalelerle Abide Kavşağı’nın ilk orijinal projesinden, yonca yapraklı projeden vazgeçilmiştir. Yonca yapraklı proje iptal edilerek, battı-çıktı denilen sisteme geçilmiştir. Müdahale sonucu hayata geçirilen yeni projeyle trafik sorunu çözülmemiştir. Aralık 2022 tarihinde de üst geçitler eklenmiş, açılış gerçekleştirilmiştir. Şayet Abide Kavşağı’nın ilk projesine müdahale edilmemiş olsaydı, vatandaşlarımız altgeçide biriken sel sularıyla boğulmayacaktı.”
TRAFİK YAN YOLLARA YÖNLENDİRİLMEDİ
Tanal, devamında, “Yine Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Meteoroloji’nin uyarısını dikkate alarak, Abide Kavşağı’ndaki dal-geç tünelini, altgeçidi, yağış öncesi trafiğe kapatmak, trafiği açılacak yan yollara yönlendirmek yerine, hiçbir önlem almamış, can ve mal kaybına yol açmıştır” tespitini aktardı.
RANT UĞRUNA CANLAR GİTTİ
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, suç duyurusu dilekçesinin devamında şunları aktardı:
“Abide Kavşağı olarak adlandırılan altgeçit tamamen sular içerisinde kalmış ve Cavsak Deresi 8 kişinin ölümüne sebep olmuştur. Söz konusu bölgeye altgeçit ve üstgeçitler yapılması tehlike arz ederken ilgili yetkililerce bu tehlike dikkate alınmamış ve can kaybına sebebiyet verilmiştir. Söz konusu altgeçit ve üstgeçitlerin rant uğruna yapıldığı iddiaları bölgedeki vatandaşlar tarafından dile getirilmektedir. Bilhassa iş bu hususta Sayın Cumhuriyet Başsavcılığınızca gerekli soruşturmaların yapılmasını talep etmekteyim.”
HASTANE SULAR ALTINDA KALDI
“Şanlıurfa ili Eyyübiye ilçesinde yer alan Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ise su basmış ve suyun yüksekliği yaklaşık yarım metreye ulaşmıştır. Temizlik ve hijyenin en çok önem verilmesi gereken hastanenin özellikle çocuk yoğun bakım servisi de sular altında kalmıştır. Haber sitelerinde ve sosyal medyada paylaşılan görüntü ile videolar adeta yürekleri sızlatmıştır. Hastaneyi su basması sebebiyle birçok kamu malı da zarar görmüş ve kullanılamaz hale gelmiştir. Vatandaşların sağlığının riske atılması suretiyle Anayasamızın 56. Maddesi ile düzenlenen “Sağlık Hakkı” ihlal edilmiş ve ayrıca kamu zararına sebebiyet verilmiştir.”
“Şanlıurfa Müzesi yanında bulunan otoparkta 170 adet araç sel hasarına uğramıştır. Otoparkın yapımında gerekli önlemlerin alınmaması hukuka ve hakkaniyete aykırıdır.”
İMAR PLANLARINDAKİ USULSÜZLÜKLER
“Sayın Cumhuriyet Başsavcılığınca yukarıda yer verilen ve sel felaketinden etkilenen olaylarda imar, yapım, yapım izni, altyapı, periyodik bakım ve onarımlar araştırılarak yetkililerin tespiti ve cezalandırılması amacıyla soruşturma işlemleri yürütülmesi hukuka uygun olacaktır.”
“Bölgede imar planları yapılırken, inşaat izinleri verilirken ve inşaatlar yapılırken 4373 sayılı Taşkın Sulara Ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu ve 03.05.2019 Tarih ve 30763 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Taşkın ve Rüsubat Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine aykırı hareket edilmiştir. Ayrıca bölgede kanunla belirlenen önlemler alınmamış, istinat duvarları örülmemiş, dere yatağının taşma ihtimali hesaplanmamıştır. Bu durumları gözetmeyen kamu görevlilerinin meydana gelen zarardan sorumlu olduğu izahtan varestedir.”
KAYIPLARDAN SORUMLULAR
Dilekçede Türk Ceza Kanunu’nun “Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” başlıklı 170. Maddesini hatırlatan Tanal, “Sel felaketi meydana gelen Şanlıurfa ilinde olası bir afet durumu gözetilmeksizin imar planları yapılması, bölgede planlama yapılmaksızın inşaata başlanması, olası afet risklerine karşı önlem alınmaması, su kanallarının ve istinat duvarlarının açık tehdide rağmen örülmemiş olması idarenin ve yetkililerin kusurlarını gözler önüne sermektedir. Bu faaliyetleri gerçekleştirmekle ve denetlemeleri yapmakla görevli kamu personelinin yaşanan mal ve can kayıplarından sorumlu olduğu aşikardır” bilgisini aktardı.
METEOROLOJİ UYARISI DETAYI
Türkiye’de hava tahminlerinde bulunmakla görevli bulunan kuruluş olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 13 Mart 2023 gününden başlayarak yaptığı açıklamada bölgede kuvvetli sağanak ve sel ihtimali bulunduğunu yalnızca internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden duyurduğunu dilekçesinde anımsatan Tanal, fakat bu duyurunun yeterli olmadığını kaydetti.
4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Meteoroloji Genel Müdürlüğü hakkındaki yirminci bölümünde yer alan “Görevler” başlıklı 262. Maddesinin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün lüzumlu bilgileri sadece duyurmasını değil, “halkın yararlanabileceği tarzda” yayınlamasını öngördüğünü dile getiren Tanal, şunları vurguladı: “Selin vurduğu bölgenin bazı köylerinde içme suyu hattının dahi getirilmemiş olduğu gözetildiği zaman bölgede her evde internet olmasını, bölge halkının internetten hava durumunu gün gün takip etmesini beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Bölgede cami hoparlörü, muhtarlıklar aracılığı ile duyuru, belediye araçları ile yayın gibi birçok alternatif varken yalnızca internet yayını ile yetinilmesi mevzuatta geçen görev tanımına aykırıdır. Bu konuda gerekirse Valilik, Kaymakamlıklar, Emniyet Güçleri, İdari makamlar ve belediyeler eliyle duyuru yapılması gerekmekteydi.”
CHP’Lİ VEKİL TANAL’IN SAVCILIKTAN TALEBİ
TCK’nın diğer ilgili maddelerini hatırlatan Tanal, “Mevzuata ve görevin gereklerine aykırı hareket eden kamu görevlilerinin zararın doğmasında ve büyümesinde oynadığı rol aşikardır” ifadelerini kullandı.
Can ve mal kaybına sebebiyet veren kamu personelleri ile üçüncü kişilerin tespit edilerek haklarında gerekli tahkikatın yapılmasını talep eden Tanal, ayrıca şu talebi dile getirdi: “Sel sonunda oluşan zararın, bu zararın doğmasına neden olan kamu görevlileri ile üçüncü kişilerin ihmallerinin ve nihayetinde idarenin kusurlarının tespit edilmesi için dosyanın A sınıfı inşaat mühendisleri, jeologlar, harita mühendislerinden oluşan uzmanlardan kurulacak bir bilirkişi heyetince incelenmesi gerekmektedir. Nitekim Zonguldak İdare Mahkemesinin 2016/1379 Esas ve 2019/298 Karar sayılı ilamı ile Devrek 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/94 Esas ve 2018/1527 Karar sayılı ilamı da bu hususta emsal teşkil etmektedir.”