Yeni CHP ve beklentiler
Bugün CHP'nin ve cumhuriyetin kurucusu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yaratıcı lideri olan Mustafa Kemal Atatürk'ü 72. Ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum.Sayın Kılıçdaroğlu' nun CHP Genel Başkanlığına gelmesiyle kendisinden beklenen yeniliklere doğru bilinçli bir şekilde ve başarı ile adım adım ilerlemektedir. Bu doğrultudan hareketle merkez karar yönetim kurulunda yeniliklere gidilerek, yeni Genel Başkan Yardımcılarına ve Genel Sekreter atamalarını yapmakla, gerek partililer arasında ve gerekse kamuoyunda ki beklentilere olumlu mesaj vermiştir. CHP'de ilk parti programının temeli olan 8 Nisan 1923'de yayınlanan 9 maddelik ( 9 umde) seçim bildirgesinde yer alan''3.maddede ülkede güven ve asayiş ulusun arzusuna ve ihtiyaçlarına göre sağlanacaktır, 4.maddede mahkemelerin süratle ve adaletli bir şekilde karar vermeleri sağlanacaktır, 6.madde zorunlu askerlik süresi kısaltılacaktır, 7.maddede vatandaşların işlerinin çabucak görülmesi hususunda tüm devlet daireleri teftiş edilecektir,... Şirket kuruluşlarının destekleneceği ve kişisel girişimlerin korunacağı halka açıkça anlatılacaktır''düzenlemesine bakıldığında CHP'nin kuruluşundan itibaren yenilikçi bir parti olduğu ve bunu kuruluşundan itibaren uzun süre koruduğu, ancak son yıllarda statükocu bir parti haline gelerek yerinde saydığına tanık olmuştuk. Bu olumsuz statükonun dışına çıkmak gerektiği elzem olmuş, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun Parti Genel Başkanlığına, Sayın Gürsel Tekin'in Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına gelmesiyle statükonun çemberinin kırılmakta olduğu açıkça görülmüştür. CHP'nin ilkeleri arasında yer alan CHP Cumhuriyetçiliğinde seçkinlik ve imtiyazlı sınıf yoktur. Bu cumhuriyetçilikte etnik, kültürel ve dinsel tanımların değerlendirilmesi sivil toplum kuruluşlarına bırakılmıştır. CHP'nin milliyetçilik ilkesinde dil, din, ırk ve köken temeller aranmaz. Yani CHP'de milliyetçilik 'ırka' indirgenemez. CHP milliyetçiliği, CHP'deki siyasal bilinç ve ideal birliğidir, bütünleşme hareketidir, CHP'li olarak herkesin birbirini sevip, saygı göstermesi ve CHP'nin ilkeleri doğrultusunda hareket birliği sağlanmasıdır.CHP'nin devletçiliği tekellerin oluşmasını önler, üretici ve tüketici haklarını çiğnenmesini engeller, devletin işleyişinde katılımcığı öngörür. Zira CHP'de katılımcılık esastır. Bu ilke ile yurttaş devlet için değil, devlet yurttaş için vardır ve CHP'nin devletçiliğinde sosyal pazar ekonomisi benimsenmiştir.CHP'de laiklik ilkesi ile ulusal birlik ve bütünlük ile iç barışın temel taşı olacağı bu nedenle diyanetin sivil topluma devredilmesi öngörülür. CHP'nin özgürlükçülüğünde bireyin özgür olmadığı toplumlarda insan haklarının zarar göreceği, insan haklarının zarar göreceği toplumlarda demokrasinin olamayacağını öngörür. CHP'nin yeniden yapılanması ve dünyadaki sosyal demokrat gelişim dikkate alındığında sosyal demokrat partide herhangi bir birime sıradan ve gelişigüzel bir şekilde aday olunmayacağının kabul edilmesi gerekir. Bu nedenle öncelikle genel merkezde yöneticiliğe talip olacaklara CHP programı ve nasıl yönetici olunacağı konusunda kurs verilebilecek bir eğitim birimi oluşturulmalıdır. Birimin kariyer ve siyasi deneyim sahibi şahsiyetlerden oluşması sağlanmalıdır. Eğitim için başvuranlara genel merkezce gerekirse katkı payı almak suretiyle barınma, yemek ve eğitimin birarda verilebileceği mekanlar sağlanmalıdır. Partinin bu eğitim kurumundan sertifika alanlar ancak seçimlere katılabilmeli. Böyle bir girişim partiye daha kaliteli, daha inandırıcı, daha güvenilir partilerin yönetime talep olmaları ve seçimleri halinde görevlerini çok daha iyi icra edecekleri inkar edilemez. Türkiye'de cumhuriyeti kuran, demokrasi geçişi sağlayan bir partinin üyeleri olarak öncelikle kendimize güvenimizin çok sağlam olması gerekir. Muhalefetsiz demokrasinin olamayacağını kavramamız gerekir. CHP'li olarak üyelerimiz arasındaki zaman zaman baş gösteren güvensizlik, sevgi ve saygı zayıflığının bir sebebi de parti içi muhalefeti ve parti içi iktidarı içimize sindirememeden kaynaklanır. Oysa, parti içi iktidarda olanlarla parti içi muhaliflerin muhalefetsiz demokrasinin olamayacağını bilmeleri gerekir. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokrasilerdeki siyasi partiler arası ve o partilerin kendi üyeleri arasında daima bir muhalefete rastlanmaktadır. Eğer bir siyasi partide muhalefet yoksa o parti demokratik bir siyasi kurum sayılamaz.Parti içi muhalefetin anarşiye dönüşmemesi için birimlerde iktidar olana karşısındaki muhalifini iktidara geldikten sonra ikna etmeli ve partide gerekli görevlerde görevlendirmeli ve böylece muhalefeti hem onurlandırmalı hem de ötekileştirmemelidir. Parti içi seçim sonuçlarında barışık ortamın sağlanması parti içi muhalefetten daha çok parti içi iktidarın görevi sayılmalıdır. Zira insan egosu gereği kaybeden tarafın her zaman bir eziklik hissettiği ve bunu çoğu zaman küskünlüğe dönüştüğü inkar edilemez. Genel merkez çalışmalarında gerek kamuoyunun gerekse partililerin mutlaka haberdar edilmelerine önem verilmelidir. Bu haberdar edilme işlevi her ne kadar partinin il ve ilçe örgütlerine bırakılsa da bu işin genel merkezde oluşturulacak bir birim tarafından mutlaka yerine getirmesi, il ve ilçe örgütlerinin ise bu iletişimin sağlam bir şekilde yürüyüp yürümediğinin denetlemelerini yapmalılar. CHP'nin bugüne değin anlatıp da inandıramadıklarına da bakmak gerekir. Özellikle ekonomide keyfi ve çıkarcı yönetime son verileceği, kamu çalışanlarının ve emeklilerin enflasyona ezdirilemeyeceği, devletin kademeli olarak faiz yükünden kurtarılacağı, özelleştirmelerde toplum yararına ve şeffaflığın mutlak surette gözetileceği, çalışanları mağdur eden özelleştirme uygulamalarına son verileceği, dış ticaret politikalarının geliştirileceği ve ihracatın daha çok geliştirilmesi stratejisinin saptanacağı, işsizliğin yok edilmesinin temel hedef olacağı, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanacağı, çağdaş ve laik eğitim düzeninin oluşturulacağı, ezbere dayalı eğitime son verileceği, az öğrenceli sınıflarda kaliteli eğitim, çok amaçlı liselerle mesleki ve teknik eğitime mutlak surette ağrılık verileceği, üniversitelere akademik, mali ve idari özerkliğin verileceği, her yörenin, herkese kaliteli sağlık hizmetlerinin verileceği, ulusal sağlık sigorta kurumunun herkes için işler hale getirileceği, ülkede huzur ve iç barışın, demokrasinin ve çağın gereklerine uygun bir şekilde ve etnik duyarlılıklara demokratik yaklaşımla sağlanacağı, çağdaş yerel demokrasiye önem verileceği hususları ülke genelinde ve inandırıcı bir şekilde gerçekleştirileceğini önem verilmelidir.