TİN TİN TİN MUHTAR SELEHATTİN
Milletvekili seçimlerine kısa bir süre kala, partilerde Milletvekilliği adaylığı için istifalar başladı. Bazıları ise aday adaylığını açıkladı bile.
Bu seçimler tüm partiler için sıkıntılı geçeceğe benziyor. Kırgınlıklar, küskünlükler had safhada olacağa benziyor.
Birileri şimdiden aday adaylıklarını açıklarken, birileri de, kapalı devre alttan alttan medya üzerinden ön plana çıkma gayreti içine girmeye başladı bile.
Siyaset öyle bir duruma geldi ki, liyakat sahibi olsun olmasın birileri kendini her mevkiye her makama layık görüyor ve oraya talep açıyor.!
Muhtarlığa talep açıyor, belediye başkanlığı seçimi geliyor bu sefer oraya talep açıyor. Milletvekilliği seçimi geliyor oraya talep açıyor.!
Ben buraya talep açıyorum ancak, toplumda ne kadar kabul görürüm, parti içinde ne kadar kabul görürüm derdinde değil.!
Geçmişten ders çıkarmayan yeni “siyasetçiler” geçmişte bu yöntemle bir yerlere talep açanların seçmen tarafından nasıl cezalandırıldığını da görmüyorlar.
Bu süreçte birileri, bazı derneklerin yanında fotoğraf vererek, sözde partinin üst yönetimine mesaj vermek suretiyle ön plana çıkmaya çalışırken, birileri de, dün başladıkları siyasette hiçbir emek vermeden para gücüyle ve bir takım manevralarla bir yerlere gelmeye çalışıyorlar.
Parti politikalarıyla ilgili, memleket meseleleriyle ilgili, dünya meseleleriyle ilgili hiçbir söylemleri projeleri yok.
Yardımsever olmayı, derneklere üye olup onlarla bir yerlerde fotoğraf vermeyi siyaset sanıyorlar.
Bu konuda yeterli olup olmadığını sorgulamıyorlar.!
Belediye Başkanı olursan ne yapacaksın, Milletvekili olursan ne yapacaksın, nasıl bir katkı sunacaksın?
Sorusuna verecekleri cevap belli.
“İnsanları severim, yardımseverim. Belediye Başkanı olursam, Milletvekili olursam her kese yardım ederim, telefonlara çıkmamazlık yapmam”
İşte siyasetleri bu.!
Hoş geldin Muhtar selehattin.!
Tipik “başın düşerse dara, Muhtar Selehattini ara” sloganı, tin tin tin Muhtar Selehattin.!
Tabi bu süreçte, kerameti kendinden menkul insanlar da çıkar. Onların “yukarılarda” öyle çevreleri vardır ki şaşar kalırsın.! Dersin ki benim Milletvekilliğim tamam.
Onlar da numara çoktur. Örneğin bir numaraya en yakın iki numarayı tanırlar. İki numaraya yakın olan üç numarayı tanırlar! O iki numaralar, üç numaralar öyle her kesin telefonuna çıkmazlar ama onların telefonlarına çıkarlar.!
Onların çevresi çok geniştir, itibarlı kişilerdir, birilerine seni Milletvekili yaparız dedi mi yaparlar! İleride seni bakan da yaparız derlerse yaparlar.!
Onlar öyle güçlüdürler!
Yerse.!
Bu memlekette birileri Galata köprüsünü sattı, birileri de aldı.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.!