BEN - BiZ; MAZOŞİST MiYiZ?

Cafer Özilhan
ABONE OL

İnsan yaşaminda, görmek  duymak istemediği ama var olan gerçeklerle, her olgu ve gelişmeden kendini soyutlayabilir mi? Hayır. Günlük yaşamında, sokağı  mahallesi, ilçesi kenti  ülkesi ve dünya da yaşayan, yaşatılması gereken tüm maddi manevi değerlere karşı duyarsız kalmak mümkün mü? Hayır.
Peki, şunu yapabiliyor musunuz? Bir gün, bir saat görmedim duymadım bilmiyorum diyebiliyor musunuz? Bunu hiç denediniz mi? Ben denedim. Abartmadan söylemem bazen Polyanna olmak istiyorum beş dakika da olsa. Sonramı? Galiba, ben Mazoşistim diyorum. Acı çekmekten zevk alan biriyim, belki bir Küçük Emrah modunda yaşamayı seviyorum. Belki de, dünyanın neresinde olursa olsun mağrurlarca ezilen mazlum ve mağdurlardan, yakılan ormanlar, tüm bilimsel uyarılara karşın kurulan HES' lerin tetiklediği sel nedeniyle kaybolan can, mal ve doğadan kendimi sorumlu hissetmek gibi abartılı bir misyon yüklüyorum kendime.
Ama, bırakın dünyayı, her sabah ülkemde, görup okuduklarım "Neler oluyor?" sorusunu " Neler Olmuyor ki" diye sormama neden oluyor.
Bir sabah uyanıp,  her şeyden uzak, gülümseyen, umutlarını hiç yok etmeyen sevdikleriniz, dost ve arkadaşlarınız, tanımadığınız ama yanınızda hissettiğiniz insanlara ihanet edip bencilce akşama ulaşmak istediğiniz oldu mu hiç. Bu sabah denemek istedim, ama, bakın ne oldu;
- Yol geçen hanına dönen sınırlarımızdan binlerce Afgan elini kolunu sallayıp, gündüz tesbihli gece külahlı mı sorulmadan, salgın önlemleri dahil hiç bir denetime tabii olmadan yayılmaya devam ediyormuş, CÜBBELİ Ahmet'i, cübbesiz PERİNÇEK' i, DALAKSIZ Ahmet'i, DÜŞKÜN Selviboylusu, küçüklü büyüklü Cemleri, BOYNUKALINI boynu incesi Afganistanda yönetimi ele geçiren Taliban' a selam gönderiyor. Kızların listesini isteyen, kadınlar şeriat hükümlerine göre yaşayacak diyen Talibana selam gönderenlerin başında, iktidarın her açığını kapatmak için hazır ALÇI lar KAPLAN lar hazır kıta taliban seviciliğe başlamış...
- CHP Genel Başkanına yumruk atıp linç girişiminde bulunan inek hırsızlarının elini öptürenler, öpenler  sınırların delik deşik olmasına isyan eden "HUDUT NAMUSTUR" pankartı asan gençlerin göz altına alınmasını alkışlıyor.
- Evine dön Meral" çağrılarını elinin tersiyle itip, "Evini terk eden ben değilim" diyen İYİ Parti Genel Başkanı yurt gezilerinde sistematik saldırıya uğruyor, ilden ile ilçeden ilçeye taşıma provokatörler olay çıkarıyor.
Ve, varlığı sadece kağıt üzerinde bırakılan MHP' nin muhalif olan herkese parmak sallamakla görevli yöneticisi Semih Yalçın, havuz medyasında "bir hanım cıkmış... " diye başlayan hakaret aşağılama dolu cümlelerle Aksener'i bir kez daha hedefe oturtuyor. Aksener'in bir kadın, bir anne bir babaanne olduğunu saldırıya uğradığı zaman unutan Yalçın, bir siyasi partinin liderini cinsel kimliği üzerinden eleştiriyor.
- Üniversitelerine atanan kayyumu çağdaş eğitim istiyoruz diye protesto eden gençlere, evladını öldüren katillerin cezalandırılmasını isteyen anne- babalara, yanan ormanları seyreden sorumluları uyaranlara, açlık yoksulluk işsizlikten bunalıp uzatılan mikrofona " yeter artık" diyen vatandaşa, ülke gerçeklerini yazan söyleyen Gazetecilere, 128 Milyon dolar nerede diye sorduğu için yurt dışında göğsünde AY YILDIZLA spor yapıp madalyalar kazanan Ünal
Arık 'a Terörist diyen, yasaların verdiği protesto hakkını kullanan herkesi yerlerde sürükleyip, gözaltında cezaevinde susturmaya çalışanların sesi medya, AKŞENER' e saldırıları "YASAL PROTESTO HAKLARINI KULLANANLARA iYi Partililer saldırdı, AKŞENER gittiği her yerde olay çıkarıyor" diyebilme özgürlüğünü tepe tepe kullanıyor.
- Pençe, Kaplan, Eren gibi isimlerle aylardır sürdüğü belirtilen sınır ötesi teröristlerle mücadeleden her gün Şehit haberleri geliyor. Eski Genel Kurmay Başkanı şimdinin Milli Savunma Bakanı çıkıp, yıllarca TSK üniformasını onurla taşımış Generallere Amirlere her rütbeden emekli askere " Susun" diyor, "ülke sorunlarına ilişkin konuşmayın"
Örnekleri sıralamaya çalışırken, sokakta babasının elinden tutmuş ağlayarak yürümeye çalışan bir çocuk görüyorum. 6-7 yaşlarında.. Neden ağlıyor bilmiyorum... Gözden kaybolana kadar bakıyorum ardından. Milli manevi değerleri, Cumhuriyet,  demokrasi, yaşam hakkı, çağdaş bilimsel eğitim adım adım yok edilmek istenen bir ülkenin gözyaşlarının izini görüyorum o çocuğun ayak izlerinde.
Ve, gerçekten iktidar ve iktidarın koltuk değneği siyasetçilerle, siyasi ve ekonomik gücün sesi medyanın gösterdiği pembe boyalı ülkemde her an acı hissetmek için Mazoşist olmaya gerek var mı?
Hayır.
Sadece ORTAK ACILARIN UMUTLARIMIZI ÇOCUKLARIMIZA KURMAK iSTEDiGiMiZ GELECEGi YOK ETMESİNE İZİN VERMEYELiM.
VARSIN, "MAZOŞİST" olsun adımız...