TABANSIZLAR HAREKETi
Bir kaç gün önce Marmara Ereğlisi merkezli 4.2 lik depremin ardından, istanbul’da sarsıntıyı hissetmeyenlerin ortak cümlesi "bizim taban sağlam abi" idi. Her olayda, birdenbire o konunun uzmanı olmayı çok severiz millet olarak. Altı delik ayakkabı giyenler de, bu "taban sağlam" sözünü, altı delik ayakkabıyı yamayıp, "evladiyelik oldu" diye pazarlayan kunduracılardan bilir.
Ülkeyi yönetenler için ise; sokağa, tencere kaynamayan evlere, gözlerini ve kulaklarını kapatabilmenin rahatlığıdır bu söz.Günümüzde ise, Bahçeli, Destici, Perinçek gibi partisiz parti başkanlarının "parti tabanımız sağlam" söylemleri ile AKP iktidarına güvence sözüdür..Ancak, “ taban sağlam” sözü veren ortakların siyasetteki zindanlarını iyi bilen AKP iktidarı, muhalefetin tabanında delikler açarak, kendini korumaya almayı gündeminden hiç düşürmedi.. AKP, sosyal medya ve havuz medyasında kendi tabanından devşirme siyasetçi - gazeteci-trollerden oluşan bir TABANSIZLAR HAREKETi başlattı. CHP, tabanı en büyük, en yoğun muhalefet kitlesine sahip parti olarak, kıpırdamaya başlayıp, Millet İttifakı ile yerel yönetimleri AKP’den kurtarınca, bu tabanda gedik açma hareketi de hız kazandı. Ve bugün gelinen aşamada, AKP içinden çıkan iki partiye misilleme olarak, CHP içinden de particikler üretilmesi farz oldu.
CHP tabanında ince ince kazı çalışmaları ile temel atanlar, bu temele destek malzemesi olarak kerameti kendilerinden menkul Öztürk Yılmazlar’a, Özlem Ağırmanlar' a parti kurduruyor. On yıllarca vekil, yönetici ve hatta CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı yapılan, ancak kurultay ve kongrelerde "tabandan destek alamayan" M.İnce, şimdi 29 Ekim' i bekliyor… CHP tabanı oyulup, siyasi deyimle “hülle”, sokağın diliyle” tavşan partiler” kurduruluyor. "Seçilmiş Genel Başkan" unvanlı koltuk için demokrasicilik oynanıyor.
CHP tabanında karşılığı olmayan, özellikle sosyal medyada, havuz ve havuz kenarı medyasında tüm algı operasyonlarına karşın amaçlarına ulaşamayanlar bununla yetinmiyor artık.. “Terörist, hain, sahte milliyetçi” gibi hakarete varan söylemlerle yok edilmek istenen Meral Akşener, dik duruşunu bozmayıp, ilkesiz siyaseti reddedip, Erdoğan ve Bahçeli'den gelen "yanımızda ol" davet oyununu elinin tersiyle itince, TABANSIZLAR Hareketi, iYİ Parti tabanına da sızdı. Parti kurultayında, tabanın haberi olmadan “tabanın isteği” diye lanse edilen “liste oyunu” sahnelendi. Ancak, Akşener ' den "bir Bahçeli daha yaratma" planı, bu aşamada İYİ Parti tabanında etkili olmadı..
Devreye, tek kişilik muhalefeti ile SP ‘yi taşıyan Temel Karamollaoğlu' nu yok etme planı sokuldu. Erbakan' dan sonra, siyasal yaşamda varlığı, yokluğu belli olmayan Oğuzhan Asiltürk, "SP tabanı Temel beyi istemiyor" diye ortaya çıktı. Asiltürk'ün, “genel başkanı istemiyor” dediği tabanın nerede olduğunu merak edenlere, fay hatlarının Beştepe ile bağlantısını işaret edenler de oldu? Sorunun yanıtı henüz belirsiz. Havuz ekranlarında her konuda uzman gazeteci ve araştırma şirketi sahibi anketçiler umarız hepimizi aydınlatır da, biz de öğreniriz..
TABANSIZLAR Hareketinin, “etkisiz eleman” haline getirmek için üzerinde en çok çalıştığı ama bir türlü etkisizleştiremediği HDP ise; yerel de kayyum, yetmedi gözaltı, tutuklama operasyonları ile etkisiz kılınmaya çalışılıyor. “Olmayınca olmuyor” diye düşünenlere, Kars’a kayyum, Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ve 17 HDP’liye de tutuklama kararıyla yanıt gelmekte gecikmiyor. Ancak, “etkisiz eleman” oldurma konusunda yine de netlik sağlanamıyor…
CHP tabanı Kılıçdaroğlu'nu, İYİ Parti tabanı Akşener'i, SP tabanı Karamollaoğlu' nu istemiyor. Peki, kim bu CHP, İP, SP’de "bir dönüm bostan yan gel yat Osman" tarzı, halka "alın size lider" diye "yan gel Osmanları" pazarlayan TABANSIZLAR Hareketi. Bunlar, ülke gündemini gerçek gündemden koparmak için çabalarken gerekli ekonomik gücü, medya desteğini nereden, nasıl buluyorlar?
Sosyal medyada, havuz medyasında, "CHP bizim için bitmiştir. Partimizi kuruyoruz" açıklamalarını görünce, siyaset dünyasındaki varlığından haberdar olduğum Özlem Ağırman'la da tanışmış oldum. Sosyal medya paylaşımlarına destek verenlerin "Bu ülkede sizden daha iyi vatansever yok" övgülerini de görünce, iktidarın tavanınca alkışlanan TABANSIZLAR Hareketinin, CHP li, Atatürkçü olduklarını özellikle belirten hesaplarla aynı oldukları gerçeği karşıma çıktı. Aynı cümleleri, Yılmaz için de, İnce için de kullanan bu sosyal medya hesapları; bir harf eksik- bir harf fazla, görselleri değişmiş, Ahmetler Yeliz, Yelizler Hamdi, Daltonlar Rintintin olmus hesaplar…
Siyaset bilimciler daha iyi bilir, parti kurdum demekle, yeterli imza ile dilekçe vermekle siyasi parti olunmuyor. Binası, il ve ilçelerde örgütlenmesi, belli sürede kongre ve kurultay yapma gibi zorunluluklar var. Her ne kadar Maliye Bakanımız bakmasa da, dolar kurundan etkilenen piyasa koşullarında kırtasiye ihtiyaçları bile bütçe yakıyor. Para ile alınan her şeyin etkilediği bu süreçteki işler, emekli maaşı, dededen kalma çiftlikteki tavuğun yumurtası, ineğin sütü ile olacak gibi değil..
Ancak, çok partili siyasal yaşamımızda arşivlerin tozlu raflarında böyle kurulan çok sayıda particik, çok sayıda ismi hatırlanmayan siyasetçikler olduğunu görmek zor değil. O NEDENLE yanılma payı ünlü anketçimiz Adil Gür gibi yüzde 35’ler kadar olmasa da, minik bir yanılma payı bırakarak, Öztürk Yılmazlar, Özlem Ağırmanlar, Alevilerin "DÜŞKÜN" ilan ettiği, AKP limanına demir atmışların kuracağı bu partilerin, TABANSIZLAR Hareketinin "ince siyasetinin kilometre taşları" olduğunu görmek zor değil. Bunun aksini, Selvi, Hakan ve Gür gibi, estirilen rüzgâr yok olmadan yararlanmak isteyen duayen araştırmacı- soruşturmacı gazeteciler (! ) söylüyor zaten.
Evlerde, “zararsız, aman yaşasın, dokunmayın” diye serbest bırakılan, duvarlarda, masa sandalye ayaklarında oyuklar açan farelerin, palazlanınca duvarda tünel açıp, masa sandalye ayaklarını kırdığını bilmeyen var mı?
Siyasi partiler de, özellikle CHP, “bırakın yapsın, bırakın konuşsun, canım demokrasi, cicim demokrasi” söylemlerini bir yana bırakıp, partinin duvarlarında, masa ve sandalye ayaklarında tüneller açılmasına geç kalmadan dur demeli.. Hazır pandemi koşulları da varken, parti binaları ilaçlanmalı. Moda deyimle "bulaş" önlemi alınmalı...