ARİÇ:KILIÇDAROĞLU KARTAL'DA YAŞANANLARA NEDEN SESSİZ KALDI
CHP’nin İstanbul’da tüm ilçe kongreleri tamamlandı. Kartal kongre sürecinde yaşananlar hiç bir İlçe’de yaşanmadı. CHP’nin iktidar olduğu yerlerin hiç birinde Belediye Başkanı, belediye gücünü arkasına alarak delege seçimlerine ve İlçe Başkan adayı belirlemesinde bu kadar açık ve aleni müdahil olmadı. Hiç bir Belediye Başkanı, ilçe başkanına insan onurunu zedeleyen rencide edici söz söylemedi. Hiç bir parti emekçisine bu kadar ağır rencide edici söz söylemedi. Hiç birisi Genel Başkan’ın sözlerini yok sayan bir davranış içine girmedi.
Ama bunların hepsini Kartal belediye başkanı partiye yaşattı.
Acı olan, siyaset yapıyorum diye ortada dolaşanların, bu yapılanlara, makam mevki uğruna sessiz kalınmasıdır.!
Acı olan, yaşanan bunca insanlık dışı, onur kırıcı olaydan sonra, hiçbir şey olmamış gibi birilerinin “yarışın kazananı kaybedeni olmamıştır. Kazanan CHP olmuştur” sözleridir.
Acı olan, Belediye Başkanı’nın yüzlerce kişinin önünde İlçe Başkanı Erdal Kıskanç’a söylenenlere yapılanlara tepkisiz kalınmasıdır.!
Acı olan, Belediye Başkanı’nın kendi adayını desteklemediği için işten attığı Özbey Pekşen’e yaptığını görmezden gelmektir.!
Acı olan, bir Belediye Başkan yardımcısının bir çalışanına “ Başkan oduna oy vereceksin diyorsa vereceksin” sözünü görmezden gelmektir.
Acı olan, Belediye Başkanı’nın Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun talimatlarını yok sayan tavrını görmezden gelmektir.
Bu partinin kendine dönmesi için, daha ne kadar acı yaşamalıdır.!
Bu parti de acıları sıralamaya kalksak sayfalar yetmez. Ama En acı olan da, bunca acıdan sonra, yaşananları masaya yatırıp yeni bir yol haritası çizerek partiyi ayağa kaldırmak yerine, hiçbir şey olmamış gibi insanlardan birlik beraberlik yol arkadaşlığı beklemektir.!
Gelelim meselenin özüne. Belediye Başkanı Kongre de yaptığı konuşmada “Erdal beyle çalıştım(mevcut ilçe başkanı) Çok sıkıntım olmadı mahalle birim başkanları toplantısanda ama, vizyon sorunumuz vardı onun için Muammer beyi öne çıkardım. Olur olmaz ayrı şey” Dedi mi? Dedi.
Kılıçdaroğlu, gerek PM toplantılarında gerekse Belediye Başkanlarıyla yaptığı toplantıda ”Kongre süreci başladığında o kongrelere müdahil olmayın ve delegelere karışmayın işinize bakın”
Dedi mi ? Dedi.
Peki Kılıçdaroğlu’nun talimatına rağmen, Belediye Başkanı nasıl olmuştur da Genel Başkanın bu sözünü yok sayıp hem delege seçimlerine hem de ilçe başkan adayı tespitinde açıktan müdahalede bulunabilmiştir?
Üstelik Kılıçdaroğlu’nun Kartal’da bu yaşananlardan detaylı bir şekilde haberi olduğu halde.!
** ** ** **
Bu olayın nedenlerine biraz kafa yoralım.
Birincisi, bir belediye başkanı Genel Başkan’ın talimatlarını bu kadar açıktan aleni bir şekilde yok sayabilir mi?
Saymaz. Sayamaz.!
Eğer böyle bir şey yaparsa, partiyle tüm bağlarını koparmayı göze almış demektir. Belediye Başkanı’nın böyle bir yol izlediğini sanmıyorum. Zaten öyle bir şey olsaydı, şimdiye kadar çoktan bir takım müdahaleler olurdu.!
İkincisi, bir başka açıdan bakıldığında Belediye Başkanı’nın bu yaptığını partide sıradan bir üye yapsa, anında disipline sevk edilir ve gereği yapılırdı.
Peki, Belediye Başkanı ve ekibi neye güvenerek aleni bir şekilde delegeye müdahale ederek, kendi ilçe başkan adayını belirlemişti.!
Bu olayda tartışılması gereken iki yön var.
Birincisi, Kılıçdaroğlu başından beri yaşananları bildiği halde neden müdahale etmedi, ya da ettirmedi?
İkincisi, Kılıçdaroğlu ”Kongre süreci başladığında o kongrelere müdahil olmayın ve delegelere karışmayın işinize bakın” talimatına rağmen buna uymayan Belediye Başkanı’nın bu davranışına bırakın müdahale etmeyi neden ‘görmedim duymadım bilmiyorum’ tavrıyla sessiz kaldı?
Bence olayın tartışılması gereken yönü budur.!
Derin bir analiz yapmak gerekirse; Belediye Başkanı Genel Başkana karşı böyle bir davranış içine girmeyeceğine göre;
O halde..
1- Olayları tüm ayrıntılarıyla bilen Kılıçdaroğlu, Belediye Başkanı’nın anlattıklarını daha uygun buldu yol verdi. Git bu işi bildiğin gibi yap dedi. O da bu güvenceyle bu kadar rahat davranarak çalıştı ve gereğini yaptı.
2-Kılıçdaroğlu, Belediye Başkanı’na söz geçiremedi, seçim öncesi partiye zarar vermemesi için gereğini yapmadı. Daha sonra gereğini yapacağı için sessiz kaldı.!
Her halükarda yaşananlardan, parti büyük yara aldı. Bir partilinin dediği gibi, parti tabanı ‘Altınok’çular ile ‘Altı okçular’ diye ikiye ayrıldı. Saflaşma derinleşti, dostluklar yol arkadaşlıkları büyük yara aldı.Telafisi mümkün olmayan davranışlar yapıldı, sorumsuzca incitici rencide edici sözler söylendi. O nedenle düzelmeside zor görünüyor. İlerleyen günlerde bunun yansımasını da göreceğiz.
Bunun tek sorumlusu da Genel Merkezdir. Nokta