Arslan Ariç, "CHP'nin Muhalefeti Salı'dan Salı'ya"

Arslan Ariç, "CHP'nin Muhalefeti Salı'dan Salı'ya"
Editör: İlk Haber
07 Mart 2020 - 10:53 - Güncelleme: 07 Mart 2020 - 10:55

CHP, muhalefet edemiyor, muhalefet görevini layıkıyla yerine getiremiyor!

Cumhurbaşkanı’na ve bakanlara laf yetiştirmeyi muhalefet sanıyor.!

 Leyleğin ömrü lak lakla, CHP’nin ömrü de iktidara laf yetiştirmekle geçiyor!

 CHP’nin muhalefeti gurup toplantısı’nın yapıldığı salı’dan Salı’ya!

 CHP’nin beklentilere cevap vermeyen, günü kurtarmaya yönelik içi boş, hatta iktidarın bile “muhalefetsizlik” ten yakındığı bir muhalefet anlayışını içselleştirmesi, hem kendisine hem de Türkiye’ye zarar veriyor.

 

CHP’nin bu ana muhalefetsizliği toplumuda duyarsızlaştırdı ki, yaşanan en önemli olaylar bile artık insanları etkilemiyor. Bu üzerinde çok tartışılması ve sorgulanması gereken bir durumdur!

Bunun tek sebebi CHP’dir. İşin özü, CHP demokrasi adına bedel ödemekten korkuyor!

 Bir ülkede, hemen tüm hukuk insanları, akademisyenler, siyasiler yargının bağımsız ve tarafsızlığını yitirdiğini tartıyorsa, yargının en tepesinde ki kişi, Yargıtay Başkanı Cirit’in bile “Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz” diyorsa, sözün bittiği yer değilmidir?

 

CHP’nin kendi  yetkilileri bile “tuz koktu” diyorsa, geriye ne kalıyor?

Peki  yargı bağımsızlığının olmadığı, yargının tartışıldığı böylesi bir ortamda haktan hukuktan adaletten, gerçek bir demokrasiden söz edilebilinirmi?

Yargı bağımsızlığı en üst perdeden tartışmalı hale gelmişse, bunları sadece salı günü grup toplantısında gündeme getirmek muhalefet yapmakmıdır?

 işsizlikten yoksulluktan kendini yakan insanların bu durumunu salı günü grup toplantısında gündeme getirmek muhalefet yapmakmıdır?

 İktidar yapmak istediği her şeyi tek tek hayata geçirirken, Kılıçdaroğlu’nun salı günü grup toplantısında iktidara “şunu yapamazsın, bunu yapamazsın” “bunu yaptırmayacağız, şunu yaptırmayacağız, yargıya taşıyacağız” “şöyle götürdün böyle götürdün” “diyaneti şöyle yaptın, milli eğitimi böye yaptın” “beni mahkemeye verecekmiş, vermezsen namertsin” “senin feriştahın gelse vız gelir” savcılara hakimlere “siz iktidarın güdümündesiniz, cübbelerinizi çıkaran siyaset yapın” vs, esip gürlemesi olsa olsa muhalif bir eleştiri ve tespit olabilir.

Güçlü, direnen, geri adım attıran bedel ödemeyi göze alan bir muhalefet anlayışı uygulansaydı, bu gün önemli demokratik kazanımlar olurdu.

 

Ama olmadı. elde ne var. Koskocaman bir hiç..

 

Sonuç, iktidarın tabiriyle “kervan yürüyor.”

 

CHP, muhalefetini salı günleri gurup toplantısına hapsetmesi, iktidarın ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramıyor. Muhalefetsizlik durumu, tabanı da duyarsız hale getirdi.

Bu, inanılır ve anlaşılır bir durum değildir.

 CHP özünü, devrimci ruhunu kaybediyor. Muhalefet partisi olmak, sadece her şeye muhalefet etmekmidir?

Bu parti, haksızlığa hukuksuzluğu karşı demokrasinin ve anayasanın kendisine verdiği hakları neden kullanmaz?

 Leyleğin ömrü lak lakla, CHP’nin ömrü de iktidarı eleştirmekle geçiyor!

 Muhalefeti de salı’dan Salı’ya!