Bahçeli Durak'ı istifaya çağırdı

Bahçeli Durak'ı istifaya çağırdı
Editör: İlk Haber
01 Ocak 1970 - 00:00
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ve yolsuzluk iddialarını gündeme getiren MHP?li Meclis üyesi Mustafa Tuncel?i parti tüzüğü gereği disipline sevk ettiklerini bildirdi. Bahçeli, Durak ve Tuncel?in disiplini beklemeden istifa etmelerini istedi. Bahçeli ayrıca, Durak ve Tuncel hakkındaki iddialarla ilgili İçişleri Bakanlığı ve Adana Cumhuriyet Savcılığı tarafından gerekli tahkikatın başlatılması çağrısında da bulundu.MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hiçbir çocuğun herhangi bir suça karışmasını istemediklerini ve böyle bir sürecin içinde asla olmayacaklarını belirterek, ?Varsa bir suçun veya kusurun karşılıksız kalmasına destek veremeyiz. Bugün çocukken polise taş atanın, yarın büyüyünce Mehmetçiğe kurşun atmayacağından emin olacak bir çözüme şayet ikna olursak elbette ki yanında yer alacağız? diye konuştu.Bahçeli, ?AKP zihniyeti ayakta durabilmek ve ömrünü uzatabilmek amacıyla, taşeronluğunu yaptığı ihanet projeleriyle birlikte, Türk milletini tarih önünde ölümcül bir düelloya sürüklemektedir? dedi.MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Son günlerdeki PKK saldırılarının ?mevsim şartları nedeniyle inlerine çekilen terör odaklarının yine kan dökmeye devam edecekleri?ni ortaya koyduğunu söyleyen Bahçeli, bu konudaki en büyük talihsizliğin ise ?teröristle pazarlık yaparak bölücülüğün önünü açan ve milleti etnik kimliklere ayırarak terörizmi durduracağını zanneden? bir zihniyetin hükümette bulunmasının olduğunu savundu.-?ÖLÜMCÜL BİR DÜELLO?-Başbakan Erdoğan ve partisinin ?eli kanlı katilleri dağdan indirmek için içten içe yaptığı pazarlıkların henüz sonuç vermediği ve mütareke çağrısının Kandil kadrolarında şimdilik karşılık bulmadığı?nın anlaşıldığını söyleyen Bahçeli, ?Habur?da yaşanan rezaletlerin Başbakan tarafından ?memnuniyet verici? bulunmuş olmasının da PKK?yı ikna etmediği ve İmralı Canisi?nin serbest kalmasına kadar gidecek ısrarlı bir pazarlık sürecinin yeni eylemlerle başlayacağı görülmektedir. PKK?nın yıllardır silahla yapamadığı siyasi taleplerinin taşeronluğunu üstlenen, demokratikleşme adı altında Türkiye?nin bölünme reçetelerinin pazarlanmasını siyasi hedef haline getirenlerin en büyük cesaret kaynağı da AKP hükümetinin izlediği gaflet politikaları olmuştur. AKP zihniyeti ayakta durabilmek ve ömrünü uzatabilmek amacıyla, taşeronluğunu yaptığı ihanet projeleriyle birlikte, Türk milletini tarih önünde ölümcül bir düelloya sürüklemektedir? diye konuştu.27 Mart?ta Şanlıurfa?da yapacakları ?Bin Yıllık Kardeşliği Yaşa ve Yaşat? mitingini hatırlatan Bahçeli, bu mitingin Türkiye?nin kardeşliğini bozmaya çalışanlara tarihi bir uyarı olacağını kaydetti.-?BUGÜN POLİSE TAŞ ATAN, YARIN MEHMETÇİĞE KURŞUN SIKAR?-Bahçeli grup toplantısında taş atan çocuklarla ilgili tasarıyı da değerlendirdi. Terör örgütü PKK?nın son yıllarda sokakları ve caddeleri eylem alanı olarak seçtiğini ve sivil itaatsizlik adını verdiği ayaklanma ve taşkınlıklarda çocuklarla gençleri kullandığını ifade eden Bahçeli, ?Sokak eylemlerinde çocukların kullanılmasında amaç, cezaların çocuklar için hafifletici etkisinin olması, çocukların kamu vicdanında duygu sömürüsüne yol açması, aynı zamanda sokakların devlete meydan okumada adeta staj yeri olarak görülmesidir? dedi. Hiçbir çocuğun herhangi bir suça karışmasını istemediklerini ve böyle bir sürecin içinde de asla olmayacaklarını kaydeden Bahçeli bir çocuğun sırf taş attığı için yıllarca mahkum edilmesine ve adım adım terörist olmasına da asla sıcak bakmadıklarını söyledi. Bahçeli şöyle konuştu:?Bugün çocukken polise taş atanın yarın büyüyünce Mehmetçiğe kurşun atmayacağından emin olacak bir çözüme, şayet ikna olursak elbette ki yanında yer alacağız. Ne var ki, kamu vicdanını yaralayan bu vakıanın çözümünü sağlayalım derken, PKK güdümündeki aileler ile çocuklarına, polisi ve karakolu taşlama serbestliği verilmesine de göz yummayız. Bu son derece hassas dengelere dayanan konunun bütün yönleriyle incelenmesinde yarar vardır. Çünkü sorun üzerinde tartışıldığı gibi sadece hukuki değil, aynı zamanda adli, siyasi ve sosyaldir. Çocukları taş atmaya iten nedenler ve şahıslar tespit edilmedikçe, bu yaştaki evlatlarımız taşlamaya, patlayıcı atmaya veya ateşe vermeye sevk eden mihraklar engellenmedikçe, bu çocukların ailelerine sorumluluk ve yükümlülük verilmedikçe, şiddete meyletmelerinin arkasındaki gerçek nedenler ortadan kaldırılmadıkça, ülkemin başka yerinde milyonlarca çocuğun aklından bile geçmeyen saldırganlığı neden bu çocukların yaptığı kaynağından bulunmadıkça, bu konunun çözülmesi mümkün değildir. Bu iptidai sosyal zihniyetin açıkça çocuk istismarıdır ve yalnızca taş atmakla kalmamaktadır.?-?SADECE KANUN ÇIKARARAK BU SORUN ÇÖZÜLMEZ?-Hükümete ?Valilerin münferit tedbirleri ile polislerin şekerleme dağıtması dışında nasıl çözüm arayışına yönelinmiştir? sorusunu yönelten Bahçeli, konunun çözümü için gerekiyorsa yasanın da değiştirilebileceğine işaret ederek, ?Daha kapsamlı ve derinliği olan çözümler üzerinde siyasetçilerin uzlaşmasından önce, eğitimcilerin, sosyologların, hukukçuların işbirliği aranmalıdır. Yoksa sadece kanun çıkararak bu sorunun ortadan kaldırılması söz konusu bile olmayacaktır? dedi. Taş atmanın bir çocuk hakkı, çocukları sokaklara sürmenin de insan hakkı olmadığını ve olmaması gerektiğini ifade eden Bahçeli, ?Partimiz konuyu bu mecraya dönüştürecek hiçbir sözde tedbirin yanında yer almayacaktır ve destek vermeyecektir. Yaptıkları suçsa ki öyledir, onları arkalarından bu suça itenler de cezasız kalacaksa bilinmelidir ki sorunun çözümü yanlış yerde aranmaktadır? diye konuştu.21 Mart?ta kutlanacak olan Nevruz Bayramı?nı hatırlatan Bahçeli, ?Nevruz Bayramı dileriz ki kaygılarımızı acı ve talihsiz olaylarla haklı çıkarmasın, çocuklarımız da ne suçlu olsunlar ne de suç işlesinler? dedi.-?KENDİ TARİHİNİ GAMMAZLAYAN CEDDİNİ İHBAR EDEN BİR ZİHNİYET İŞBAŞINDA?-Bahçeli grup konuşmasında ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi?nin ardından sözde Ermeni "soykırımı" iddialarıyla ilgili tasarının İsveç Parlamentosu?nda kabul edilmesini de değerlendirdi. Türk milletine yönelik ağır iftiraların yalnızca AKP hükümetinin sorunu olmadığını, herkesin ortak direnişi ve mücadelesini gerektiren milli bir sorun olduğunu ifade eden Bahçeli, ?Ancak bizim burada hükümete eleştirilerimizin birinci nedeni, yabancılara şirin görünme adına, kendi tarihini gammazlayan, kendi ceddini ihbar eden, milletini suçlayan ve isyanları bile ucuz siyasetine malzeme yapan bir zihniyetin işbaşında bulunuyor olmasıdır. İkincisi ise yabancıların hakkımızda verdikleri kararlar kadar, AKP hükümetinin çizdiği iyimser tablonun, şişirilmiş başarı balonlarının birer birer patlıyor olmasıdır? diye konuştu.?Bunca tek taraflı tavize rağmen, boyun eğmişliğe rağmen, yedi yılda doğru ya da yanlış hangi sorun çözülmüştür? diye soran Bahçeli, Başbakan Erdoğan?ın Suudi Arabistan?da aldığı ödüle tepkisini ise ?Musevi kuruluşlardan madalyalar, Hıristiyan kuruluşlardan övgüler ve kendilerinde ne hikmetse İslamiyet adına mükafat ve ceza verme hakkı ve yetkisi bulan dünün eyalet reisi olan küstahlardan ödüller almaktan, sırtların sıvazlanmasından başka hangi somut sonuçları elde etmişler ve yurda dönmüşlerdir? dedi.-?HÜKÜMETİN TEDBİR ALMAYA NE NİYETİ NE TAKATİ VAR?-Tasarının İsveç Parlamentosu?nda kabul edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül?ün "Çok fazla büyütülecek bir konu da değil" şeklindeki açıklamasını da eleştiren Bahçeli, şunları söyledi:?Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin, maddi ve manevi mirası üzerine şekillendiği ve hayat bulduğu ecdadının her gün başka bir yönüyle hakarete, suçlamaya ve iftiraya maruz kaldığı bir dönemde bunların yok farz edilerek yada kulakların tıkanarak yol alınması mümkün değildir. Küçük görülerek, haklılığımız ciddiye alınmayarak bu noktalara kadar zaman içinde gelinmiştir. Bugün, maalesef AKP iktidarının taviz ve teslimiyetle yürüttüğü uluslar arası ilişkiler tahribatını bütün boyutlarıyla göstermeye başlamıştır. Yabancı ülkelerin milletimizi aşağılama girişimleri, başarı, zafer, güçlendik, itibarımız arttı iddialarının aksine olağan ve sıradan hale gelmiştir.Başbakan Erdoğan?ın İsveç?i protesto için Büyükelçimizi Ankara?ya çağırması bir tercih ise de, bunun yeterli görülmesi ve bununla yetinilmesi düşünülmemelidir. Türkiye, özellikle PKK terörüne ve bölücü mihraklara siyasi sığınma adı altında yıllardır kucak açan; ülkemizde etnik ve inanç ayrımcılığını yakından takip edip körükleyen bu ülkeye vereceği tek cevap bu olmamalıdır. Ucuz siyasetin dar alanına sıkıştırılmak istenen ve sürekli yargılanmaya çalışılan Türk milletinin, geçmişinde veremeyeceği hiçbir hesabı yoktur. Ne var ki, ülkemizi aşağılayan Peşmerge ile kucaklaşan, topraklarımızda gözü olduğunu saklamayan Ermeni?yle el sıkışan, iç işlerimize sürekli karışan Avrupalıyla dost olan bir zihniyetin başka bir tedbir almaya ne niyeti ve ne de takati bulunmaktadır.?-?ÇANAKKALE RUHU NESİLLERE KAZANDIRILMALI?-Çanakkale Savaşları?nın yıldönümünü hatırlatan Bahçeli, aradan geçen yaklaşık bir asır sonra Türkiye ve Türk milleti üzerinde benzer tehditlerin baş gösterdiğini belirterek Çanakkale Ruhu?nun nesillere kazandırılmasının hayati derecede önemli olduğunu söyledi. Bahçeli bu yıl Çanakkale?de yapılacak törenlere MHP?li temsilen Genel Başkan Yardımcısı İsmet Ataman ile 10 milletvekilinden oluşan bir heyetin katılacağını bildirdi.-?KUNTA KİNTE?YE DEĞİL ORTADOĞU SULTANLARINA BENZİYOR?-Başbakan Erdoğan?ın geçen hafta kendisi hakkındaki ?Ben de Kunta Kinte?ydim? şeklindeki sözlerini değerlendiren Bahçeli şöylye devam etti:?Başbakanın ne olacağı, hangi sıfatı taşıyacağı, kendisini nasıl tanımlayacağı tamamen kendi bileceği bir iştir. Ancak bizim tanıdığımız Başbakan Erdoğan, aç ve sefil yaşayan bir Afrika kölesine değil, şahsı ve aile efradıyla birlikte safahat içinde yaşayan Ortadoğu sultanlarına daha çok benzemektedir. Kunta Kinte olarak başladığını söylediği yer ile bugün edindiği servet arasındaki uçurumun izahı başka türlü nasıl yapılacaktır? Başbakan?a yirmi yılda gülen talihin, yoksulluğu bir türlü aşamamış vatandaşlara ömrü boyunca gülmemiş olmasının gerekçesi nasıl ifade edilecektir? Başkalarının ne olduğu, kendini kiminle tanımladığı ve hangi milletin mensuplarıyla benzeştirdiği bizim konumuz ve umurumuz değildir. Ve bizim de kendisine söyleyeceğimiz şudur: Biz Milliyetçi Hareketin mensupları olarak, Alparslan gibi olmaya, Fatih gibi bakmaya, Yunus gibi söylemeye, Hacı Bektaş gibi sevmeye, Mevlana gibi kucaklamaya ve Mustafa Kemal gibi mücadeleye devam edeceğiz."Bahçeli Balkanlardan başlayarak, Orta Asya Bozkırlarına kadar olan coğrafyada yeni bir yılın müjdesi olan Nevruz?a önümüzdeki hafta girileceğini ifade ederek Nevruz?un geçmişle muhasebe geleceği yeniden değerlendirme fırsatı sayılması gerektiğini kaydetti ve milletvekillerinin Nevruz Bayramını kutladı.DURAK İSTİFA ETMELİMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Bize herhangi bir şekilde disiplin soruşturmasına sebebiyet verdirmeden Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı (Aytaç Durak) ve Belediye Meclis üyesi partimizden istifa etmelidir.Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Durak hakkındaki iddialara da değinerek,29 Mart 2009'da yapılan seçimlerde Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığını MHP'nin adayı Aytaç Durak'ın kazandığını hatırlattı.Bu seçimin ardından geçen bir yıllık süreden sonra Durak ile yakın çalışma arkadaşları arasında birbirlerini ''yolsuzluk yapmakla'' suçlayan, ağır iddialara kadar varan tartışmanın kamuoyuna yansıdığını ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:''Çok uzun yıllardan beri Adana Büyükşehir Belediyesi bünyesinde beraber görev yapan bu şahısların birbirleri hakkında isnat ettikleri suçlar MHP'nin asla kabul edemeyeceği ve göz yummayacağı ahlaki alanlardır. Bugüne kadar toplumun en hassas olduğu ahlaki konularda zafiyet gösterenlerin MHP'de barınmaları ve sığınmaları söz konusu olmamıştır.Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığında yaşanan olaylar ve iddialarla ilgili olarak MHP tarafından gerçeklerin ortaya çıkartılması için muhakkık heyet teşkil edilmiştir. Şahısların birbirleri hakkındaki iddiaları bir iş ilişkisi olarak kabul edilmeli ve Adana Cumhuriyet Savcılığı tarafından adli tahkikat süreci başlatılmalıdır. Bu konuda İçişleri Bakanlığı gerekli gördüğü bütün hukuki ve idari süreçleri harekete geçirmeli, konu bütün yönleriyle aydınlatılmalıdır.Partimiz gerçekler ortaya çıkıncaya kadar hiç kimsenin suçlu ilan edilemeyeceğine inanmaktadır. Ancak son derece hassas olduğumuz alana giren bu konuda adı geçen ve birbirlerine suç isnat eden şahıslar aklanıncaya, yolsuzluk iddiaları son buluncaya kadar bu kişilerin MHP tüzüğü gereğince üyelik ilişkilerine ara vermek üzere disiplin hükümleri başlatılacaktır.Konunun bütün yönleriyle aydınlatılmasıyla oluşacak gelişmelere göre bu şahısların üyeliğe kabul durumları talepleri halinde yeniden gözden geçirilecektir. Temennimiz odur ki, bize herhangi bir şekilde disiplin soruşturmasına sebebiyet verdirmeden, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyesi partimizden istifa etmelidir.'' ANKA/AA