Barış Terkoğlu, Etiler'deki Polis Okulu Arazisi'ni Yazdı. Fazıl Say'ın 'Hayal Kırıklığı'
Editör: İlk Haber
15 Ağustos 2022 - 11:19 - Güncelleme: 15 Ağustos 2022 - 11:23
Onunla hiç tanışmadık. Ama babası Ahmet Say’ı önce okuyarak tanıdım. Sosyalist ve Kemalist bir aydındı. Yaşasaydı, oğluna, zıt görünenleri yan yana getiren düzeni anlatırdı.
Sanatçı, yüreğiyle görür. Tuşlara basar. Oysa ses, tuştan çıkmaz. Piyano da bir makinedir. Sesin de mekaniği vardır. Aklıyla bakan arkadaki sistemi okur.
Daha somutlayayım...
Hatırlayın, FETÖ’cülerin sızıntılarıyla konuşmuştuk. Etiler’deki, 31 bin 885 metrekarelik Polis Okulu arazisinden söz ediyorum.
Sonrasını pek takip etmedik. Erdoğan’a yakın müteahhitler o araziyi istiyordu.
Önce riskli ilan edilip boşaltıldı. Ardından o dönem AKP yönetimindeki İBB’ye devredildi. İmar planı değiştirilip 95 bin 414 metrekare inşaata açıldı. 2018’de, İBB iştiraki KİPTAŞ’ın aldığı arazi, aynı yıl, Sedat Peker’in dün bahsettiği Yapı ve Yapı Şirketi’ne, inşaat karşılığı devredildi.
Süreç, İstanbul seçimlerine beş kala, Erdoğan’ın bilgisi dahilinde tamamlanmıştı. CHP tepki gösterdi. Arazinin önünde, seçimler işaret edilerek “2019’da bu yaptıklarınızın hesabını önce sandıkta sonra da yargıda vereceksiniz” denildi.
Derken AKP, İstanbul’u kaybetti. Ortaya yeni bir durum çıkmıştı. Etiler’deki araziye, gizli ortakları olduğu iddia edilen şirket, kârlı bir inşaat yapıyordu. Yüzde 53.2’sini de anlaşma gereği, artık İmamoğlu’nun yönettiği İBB’ye verecekti.
ZARAR 500 MİLYON DOLAR
Kimileri, vaat edildiği gibi gerilim bekledi. Ne mi oldu?
İBB, kendi elindeki payı, geçen kasımda, Peker’in bahsettiği Yapı ve Yapı’ya sattı. Kaça mı? 2 milyar 88 milyon liraya. Üstelik dört takside bölünerek.
Satış günü dolar 9 lira 72 kuruştu. İlk taksidin geldiği gün olan 31 Mayıs’ta, 16 lira 37 kuruş olmuştu. Yani dolar fırlamıştı. Üstüne emlak fiyatları patlamıştı.
Satış günü kura bakarak “215 milyon dolar” diyorlar ya, işte bu yüzden doğru değil. Son taksit 30 Kasım 2023’te. Dolar bu hızda giderse, İBB, 130 milyon dolara, Etiler’deki payını satmış oluyor. Yani ederine sattıysa da sadece kur nedeniyle, İBB, 85 milyon dolar kaybetti.
Peki ederine mi satıldı?
Ederi, etraftaki emlak fiyatları belirliyor. Bölgedeki markalı projelere bakılırsa, araziye yapılacak inşaatın metrekare satışı, 10 bin ile 15 bin dolar arasında. Dükkânlar ise 25 bin doları buluyor. Üstelik, Etiler’deki apartmanların 5. kata kadar çıktığı hatırlanırsa, araziye dikilecek üç gökdelenin en az 30’ar katı, geniş deniz manzaralı olacak. Diyelim 12 bin 500 dolardan hesaplasak, İBB’nin payının değeri 630 milyon dolar ediyor. Buradan bakılırsa kamunun zararı 500 milyon dolara kadar yükseliyor.
Dahası, satışın apar topar, ihalesiz, adı belli şirkete (Yapı ve Yapı) yapıldığı düşünülürse, süreç daha da mide bulandırıcı hale geliyor.
Ayrıca, satıştan sonra Danıştay, bölgedeki imar planını iptal etti. Yani inşaatı durdurmak isteyenlerin eli rahatladı.
RUHSAT İPTALİ MÜMKÜN
Bunlar senin fikrin diyebilirsiniz...Etiler’de yaşayanlarla konuşuyorum. “Gökdelen istiyoruz” diyeni duymadım. CHP’li yetkililerle konuşuyorum. Bilenler rahatsız. Kılıçdaroğlu’nun, Atatürk Havalimanı’nı da yıkan bu şirketle ilgili, “O makinelerin müteahhidi, sana özel ilgi göstereceğiz” sözlerini hatırlatıyor. “Bu nasıl ilgi” diye soruyor. Biri, “Satacaksak bile, inşaat bitince, herkese açık şekilde şaibesiz satsaydık” diyor.
Ama karnı ağrıyan, midesi bulanan herkes sessiz. İmamoğlu’nun bir yemeğini günlerce TV’de konuşan, İBB çalışanının görümcesinin sabıkasından manşet çıkaran yandaş medyanın suskunluğu da çok öğretici değil mi?
Süreci tersine çevirmenin de bir yolu var. Birinci adım, imar planının iptali, İBB’ye, inşaat ruhsatı iptali olanağı veriyor. İBB, hemen bunu yaparak inşaatı durdurabilir.
İkinci adım: Kamunun yararı, herkesin önündedir. Taraf vasfı taşıyanlar eliyle, “kamu zararı” sebebiyle, satışın iptali için dava açılabilir.
Üçüncü adımda ise madem 2019’da olmadı, artık aylar kalan seçime kadar geciktirilerek arazinin yeniden kamuya devri için fırsat yaratılır. Etiler ve İstanbul halkı da binaların değil ağaçların gölgesine kavuşur.
İktidarları değiştirmek başka, düzeni başka. Mesele isimler değil... Aynı düzenin karşıt görünen temsilcileri, yükselen kulelerin gölgesinde, “devamlılık ittifakı” kuruyor. İktidar ve kimi muhalefet, kavga ederken birbirinin yarımını tamamlıyor.
Ahmet Say yaşasa Fazıl Say’a belki de böyle söylerdi: Tuşlara basarken şu üç kuleye bak. Biri eski, biri şimdiki, biri gelecek olanı anlatıyor. Yan yana duruşları seni hayal kırıklığına uğratmasın. İşte bu, dini beton, imanı para düzenidir. Yel değirmenleri eskide kaldı. Başka düzen istiyorsan artık kulelerle savaşacaksın!
FACEBOOK YORUMLAR