Esin Köymen'den, Gündem Yaratacak Açıklamalar!

Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen, Maltepe Süreyya Paşa Vakfı ve Maltepe Belediyesi’ne ait alış veriş merkezinin bulunduğu yerde yaşanan süreçle ilgili düzenlenen basın açıklamasında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Süreyya Plajı Tren İstasyonu karşısında bakireler anıtı önünde düzenlenin toplantıda konuşan “Köymen yerel seçimlerden yalnızca bir ay önce, bir oldu bittiyle, Vakıf Senedine, mevcut sözleşmelere ve tümüyle hukuka aykırı biçimde, tek bir yönetim kurulu kararı yahut belediye encümeni kararı dahi olmaksızın, sözleşmenin işletmeci şirket lehine uzatılacağına dair önceki belediye başkanı tarafından “tek imzalı” bir protokol yapıldığını, davalı şirket tarafından dosyalara sunulan bir dilekçe ile öğrendiklerini belirterek “Ne Vakıf kayıtlarımızda böyle bir protokol vardı, ne de böyle bir protokolün imzalanabilmesi için alınmış bir Yönetim Kurulu kararı…Bugün Maltepe halkına yaşatılan belirsizlik, asıl olarak 10 Şubat 2024 tarihli bu oldu bittinin sonucudur” dedi. Köymen, Normal koşullarda aylık kira bedeli olarak elde edilebilecek tutarların, ancak bir yıllık kira bedeli olarak alınabildiğini tespit ettik” dedi

Esin Köymen'den, Gündem Yaratacak Açıklamalar!
Editör: İlk Haber
30 Eylül 2024 - 14:33 - Güncelleme: 30 Eylül 2024 - 14:43
BURASI VAKFIN TEMELİNİ OLUŞTURMAKTADIR

Vakfın yerleri ile bilgi veren Köşmen şunları söyledi “Bildiğiniz üzere içinde bulunduğumuz bu alan, 1954 yılında Adalet İlmen tarafından gelirleri Maltepe halkının eğitim ve sağlık giderleri için kullanılmak üzere Maltepe halkına kazandırılan Süreyya Paşa Vakfı’nın temelini oluşturmaktadır.
Maltepeliler tarafından çok iyi bilinmektedir ki bu taşınmaz, 1992 yılında yap işlet devret sözleşmesi ile bir özel şirkete 25 yıllığına kiralanmış, o günden göreve geldiğimiz bu döneme dek aynı şirket tarafından işletilmişti.Aradan geçen zaman içerisinde,sözleşme süresi dolmasına ve hatta kira ödemeleri gereği gibi yapılmamasına rağmen, bu alanın ve gelirlerinin kamuya kazandırılması için gerekli iradenin gösterilmediğine, tüm Maltepe Kamuoyu olarak üzülerek tanıklık ettik.

SEÇİMLERDEN BİR AY ÖNCE OLDU BİTTİYLE! TÜMÜYLE HUHUKA AYKIRI
10 Şubat 2024 tarihinde yani yerel seçimlerden yalnızca bir ay önce, bir oldu bittiyle, Vakıf Senedine, mevcut sözleşmelere ve tümüyle hukuka aykırı biçimde, tek bir yönetim kurulu kararı yahut belediye encümeni kararı dahi olmaksızın, sözleşmenin işletmeci şirket lehine uzatılacağına dair önceki belediye başkanı tarafından “tek imzalı” bir protokol yapıldığını davalı şirket tarafından dosyalara sunulan bir dilekçe ile öğrendik. Şirket tarafından sunulan bir dilekçe ile öğrendik diyorum;
Çünkü ne Vakıf kayıtlarımızda böyle bir protokol vardı, ne de böyle bir protokolün imzalanabilmesi için alınmış bir Yönetim Kurulu kararı…
Bugün Maltepe halkına yaşatılan belirsizlik, asıl olarak 10 Şubat 2024 tarihli bu oldu bittinin sonucudur.

Köymen “Özellikle vurgulamak isterim ki, burada Süreyya Paşa Vakfı’nın mahrum kaldığı kira geliri, özel bir şirketin kârı veya ticari kazancı olarak düşünülemez. Mahrum kalınan, Maltepeli öğrencilere verilecek burs yardımlarıdır. Mahrum kalınan, Maltepelilere verilecek eğitim ve sağlık yardımlarıdır.  Mahrum kalınan öğrencilerimizin kalacağı yurtlardır.
Mahrum kalanlar ise Maltepelilerdir. Tam da bu fikir ve motivasyonla, göreve gelir gelmez burası ile ilgili gerekli adımları atarak; 19 Temmuz 2024 tarihinde kiracı şirketin bulunduğu taşınmazı kesinleşmiş mahkeme kararları doğrultusunda, yani istinaf ve Yargıtay süreçleri tamamlanmış bir hukuki süreç sonucunda İcra Müdürlüğü eli ile tahliye ederek, hukuken ve fiilen teslim aldık.

Alanın daha şeffaf ve daha güvenli bir biçimde yönetilebilmesi için, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Boğaziçi Yönetim A.Ş. ile bir iş birliği süreci başlattık ve ilerleyen haftalarda İBB Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleşecek bir tören ile iş birliği sürecini sizlerle paylaşacağız.

Sürecin doğal bir parçası olarak davalı şirket tarafından çok sayıda başvuru gerçekleştirildi ve “Tahliye İşlemlerinin Tedbiren Durdurulması” defaatle talep edildi.
Kısaca özetlemek gerekirse;
Taşınmazı tahliye etmemizden 17 gün önce 02.07.2024 tarihinde gerçekleştirdikleri başvuru, İstanbul Anadolu 26. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından REDDEDİLDİ.
05.07.2024 tarihinde gerçekleştirdikleri başvuru, İstanbul Anadolu 21. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından REDDEDİLDİ.
17.07.2024 tarihinde gerçekleştirdikleri başvuru, İstanbul Anadolu 18. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından REDDEDİLDİ.
Tahliyenin gerçekleştiği gün yani 19.07.2024 tarihinde gerçekleştirdikleri başvuru ise İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından REDDEDİLDİ.
Bu kararların ardından, söz konusu şirket tarafından aleyhimize bir dava daha açıldı ve az önce sözünü ettiğimiz 10.02.2024 tarihli protokolün geçerli olduğu iddiası ile “kiracılık sıfatının tespiti” talep edildi. Bu dava kapsamında da, daha önce olduğu gibi “taşınmazın tahliyesinin tedbiren durdurulması” talep edildi.
Davaya bakan mahkeme de, tıpkı kendisinden önce benzer talepleri incelemiş olan dört ayrı mahkeme gibi, söz konusu şirketin TEDBİR TALEPLERİNİN REDDİNE karar verdi.

Sonuç itibariyle, 19 Temmuz 2024 tarihinde tahliye işlemlerini tamamlayarak alanı teslim aldık.

Görüldüğü üzere, uyuşmazlığı inceleyen beş ayrı mahkeme de aynı doğrultuda “şirketin tedbir taleplerinin reddine” karar vererek haklılığımızı tescilledi. Tüm bunlar yaşandıktan ve biz alanda faaliyet göstermeye başladıktan yaklaşık iki buçuk ay sonra aynı şirket, bir başvuru daha gerçekleştirdi.

BEŞ MAHKEMENİN RED KARARI, ALTINCI BAŞVURUDA AKP’Lİ AVUKATLA DEĞİŞTİ.
Mahkemesi ise, kendisinden önce karar veren beş mahkemenin aksine, hem de tahliye işlemi çoktan sonuçlanmış ve sona ermiş olmasına rağmen, hukuken uygulanması mümkün olmayan bir karara imza atarak bir gün içerisinde yani 27 eylül 2024 tarihinde şirketin tedbir talebinin kabulüne karar verdi.

Peki ne değişti de beş ayrı mahkemenin reddettiği başvuruyu altıncı kez inceleyen bir başka mahkeme kabul etti dersiniz?


Konuyla ilgili yapılan itirazlara, 5 mahkemenin red kararının aksine ve de tahliye işleminin çoktan sonuçlanıp sona ermesine rağmen, bir Avukatın başvurusu üzerine şirketin tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini belirten Köymen, “Peki ne değişti de beş ayrı mahkemenin reddettiği başvuruyu altıncı kez inceleyen bir başka mahkeme kabul etti dersiniz?
“Ne değiştiğini Size Açıklayayım. Şirket adına vekaleten hareket eden bir Avukat, İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine bir dilekçe vererek 26 Eylül 2024 tarihinde bir kez daha tedbir talep etti. Bu kez başvuruyu inceleyen istanbul Anadolu 11. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, kendisinden önce karar veren beş mahkemenin aksine, hem de tahliye işlemi çoktan sonuçlanmış ve sona ermiş olmasına rağmen, hukuken uygulanması mümkün olmayan bir karara imza atarak bir gün içerisinde yani 27 eylül 2024 tarihinde şirketin tedbir talebinin kabulüne karar verdi.

Peki ne değişti de beş ayrı mahkemenin reddettiği başvuruyu altıncı kez inceleyen bir başka mahkeme kabul etti dersiniz?

Ne değiştiğini size açıkça anlatayım:

Altıncı başvuru dilekçesini, öncekilerden ayıran tek bir özellik vardı. Şirket vekili olarak hareket eden Avukatın ismi ve imzası, önceki başvuruların aksine son başvuruda şirketin vekilliğini üstlenen avukat, Maltepe Kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi İlçe Başkanlığını yapmış olan Av. Kamil Barkır.

Bu durumda ortaya çıkan tablo çok açıktır:

Uzun uğraşlar sonucu kesinleşmiş mahkeme kararlarına dayanarak gerçekleştirdiğimiz tahliye işleminin durdurulması yönündeki şirket talepleri, beş ayrı mahkeme tarafından reddedilmiş, ancak ne hikmetse AKP ilçe başkanlığı yapmış bir avukat, şirketin vekili haline geldikten sonra yapılan başvuru jet hızıyla kabul edilmiştir. Bu durumun değerlendirmesini siz değerli kamuoyuna bırakıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticilerine soruyorum:
Önceki dönem ilçe başkanınızın, detaylarına son derece hakim olduğu bu alana ilişkin olarak, Maltepelilerin kazanımlarını ve kamu yararını ortadan kaldıracak şekilde özel bir şirketin vekilliğini üstlenmesini yalnızca mesleğini yapıyor olmasına bağlayıp geçiştirecek misiniz?
Bu hususu da Maltepeli komşularımızın takdirlerine bırakıyorum.
 
Lafı eğip bükmeye gerek yok.
Açıkça ilan ediyoruz:
Maltepe halkına ait olan kamusal gelirlerin küçük bir sermaye grubuna, bir özel şirkete yahut bir kısım imtiyazlı kimselere devredilebilmesi uğruna yargının siyasi bağlantılara alet edilmesini asla kabul etmeyeceğiz.
Hukuk düzleminde haksız çıkanın, yargıda başı sıkışanın, bir takım “makbul” kişiler üzerinden Maltepe halkının hakkına el uzatmasına izin vermeyeceğiz.
Hiçbir hukuk dışı müdahaleye boyun eğmeyeceğiz.
Bu alanda olduğu gibi, Maltepe’nin neresinde olursa olsun ve kim tarafından gerçekleştirilmiş olursa olsun, hukuksuz devir protokollerinin, usulsüzce tahsis edilmiş taşınmazlarımızın peşini bırakmayacağız. 
Ne ben ne de çalışma arkadaşlarım, hiçbir baskıya, hiçbir tehdide teslim olmayacağız.
Maltepelilerin olanı tamamıyla Maltepelilere kazandırana kadar durmayacağız.
Bugün, geçtiğimiz cumartesi günü çekmeyi planladığımız bir video ile burs duyurumuzu sosyal medya hesaplarımızdan paylaşmayı planlıyorduk.
Bu vesile ile duyurmak isterim ki Vakıf gelirlerini amacına uygun şekilde kullanmak üzere ilk adım olarak; 10 ay boyunca 1000 üniversite öğrencisine aylık 1250 lira burs desteğinde bulunacağız.
Bir yıl içerisinde yine Maltepe’de bir kız öğrenci yurdunun yapımına hızla başlayacağız.
“Kent hakkı, Maltepe halkı için” diyerek çıktığımız bu yolda, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Maltepelileri toplumcu belediyeciliğin başarılı örnekleriyle buluşturmakta kararlıyız.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun ifadeleri ile belirtmek isterim ki;
Maltepe’de de adama, kişiye, kişilere, gruplara, cemaatlere, vakıflara, derneklere hizmet işi bitti.
Biz de diyoruz ki hep birlikte Maltepe için çalışacağız.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum