Gazeteci Özilhan'dan Çok Konuşulacak Yazı! "Belediye Mutfağında Fare Çetesi"
Gazeteci Cafer Özilhan, sosyal medya hesabından bir yazı kaleme aldı. Deneyimli gazeteci Özilhan'ın "BELEDİYE MUTFAĞINDA FARE ÇETESİ" başlıklı yazısı, gündeme ilişkin önemli bilgiler ve mesajlar veriyor!
Editör: İlk Haber
09 Haziran 2021 - 10:03 - Güncelleme: 09 Haziran 2021 - 10:52
BELEDİYE MUTFAĞINDA FARE ÇETESİ
Biraz uzun bir paylaşım olacak, sıkıldığınız yerde bırakın.
Sosyal medyada, Daltonlar (ÖZIŞIKLAR) ve 7 TiP üyesi gencin katili KIRCI' nin yakın dostu Selami iGREK'in CHP Ataşehir Beld. Meclis üyesi yapılması, havuz medyasının başta CHP'li olmak üzere AKP ve MHP li belediye başkanlarıyla ilişkilerini yaklaşık 3 yıldır aralıksız yazıyorum. Engelleyen kaçtı, troller salındı, çamur içinde yüzenlerce çamur atılmaya çalışıldı, hepsi ters tepti. Bu konuda beni en çok şasırtanda;
CHP içindeki suskunluk. Sade üyeden parti yönetimine kadar duymadım görmedim bilmiyorumu oynayanlar, okumayı da bilmiyor olsa gerek.
Bugün sosyal medyada, bir paylaşım gördüm. Özışıklar- Maltepe Belediye Başkanı ilişkileri. Söyle bir baktım, yorum yazanların yüzde 70 i CHP li ve eyyy Kılıçdaroğlu diye ver yansın ediyor. Bu değerli çok duyarlı partililer ( !) sanırım sosyal medyaya yeni katıldı. Iki yıldır medya - belediye ilişkilerini yeni duyuyor.! Ve; Kılıçdaroğlu'na muhalefeti, üç maymunu oynadıkları yerel iktidarlar üzerinden yapıyor. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç' a yönelik ilçe de CHP içinde ve dışında mezhepçilik üzerinden yapılan eleştiriler tutmayan fısıltılar olarak iki dönemdir var. Kılıç' ın ÖZIŞIKLAR la bu ilişkisini ilk kez duydum, şaşırdım ve kendime yakıştıramadım. Doğru mu değil mi? En kısa zamanda öğreneceğim, bundan kimsenin kuşkusu olmasın...
Bu girişin ardından, gelin Havuz medyasının yerel yönetimlere hangi yöntemlerle nasıl bir yapılanma ile çöktügüne bakalım...
2009 yilinda oluşmaya başlayıp 2012 yılının sonlarından itibaren kronikleşen, kemikleşen, ana gövdesi Havuz medyasının o dönemki amirali Sabah Gazetesi çatısı altında olan bu yapılanma, ilçelerde bazı yerel basın sahiplerini de bünyesine katarak büyüdü. Öyle ki, elde edilen nema ve lüks yaşam standartları kendi aralarında çatışmalara bölünmelere neden oldu. Ve, tabii medya dışından, adli sicili kabarık isimlerde tetikçi olarak bu bünyeye dahil oldu.
Bunlardan en ünlüsü havuz medyasının, ergenekon balyoz şike davalarında da kullandığı Talip Doğan Karlıbel havuz ekranlarında, sosyal medyada boy gösterdi. Almanya dan sınır dışı edilen, Türkiye de "yurt dışına göndereceğim diyerek insanları dolandırdığı için hüküm giyen" Karlıbel, CHP li bazi belediyeler ile AKP ve MHP li belediyelere, akla gelmeyen, inanılması zor suçlamalar, başkanların özel yaşamlarına ilişkin iftiralarla yaylım ateşine başladı. Her açıklaması, her sosyal medya paylaşımı saatler sonra muhatap belediye başkanlarının önüne konuldu.
-Başkan bak bu ne diyor...
-ne yapabiliriz
- Şimdi, ben bu adamı tanıyorum, konuşur yazdıklarını sildiririm ama, pahalıya patlar..
- ?
- Gazetelerde de yazılmasını engellerim !
- Peki..
Bu diyalog abdestinden şüphe eden belediye başkanları ile tetikçi Karlıbel ekibinin siyasi ya da medya ayağında ki bir ortağı - arkadaşı ile bir çok belediye başkanı arasında yaşanmıştır. Siyasî arkadaşı derken de belediye başkanı hangi partiden ise o partiden bir isim gelsin aklınıza. Korkmaz, kendine güvenen, kendini güvenceye almış, parti rozeti taşıması, ağzının laf yapması ve kıvrak olması bu ARACI lık için yeterli özellikler...
Medya da ise GYY ve ünvanı müdür olanların ayak işlerini yapan adı gazeteci- muhabir olan GAZETECİLİĞİ muhbirlik olarak algılayıp yapan isimleri listeye yazın... Öyle çokta düsünmeyin, ozellikle medya dünyasını bilenler, KEL, BOZBAŞ, MAHO, CANCAGIZIM, SÜPERIKILi gibilerini tanımakta zorlanmaz kanısındayım..
Tetikçi yazdı, aracı devrede. Bu, pazar tezgahında bir diyalog daha;
- Başkan bu şerefsizin açıklamalarına cevap vermeliyiz.
- Boş ver sen karışma
- Nasıl karışma? Ben bunun için burdayım.Gazeteciler arıyor.Susmak kabullenmektir..
- Karışma dedim, ben hallettim .... ile konuştum .... o da onunla konuştu... silecek yazdıklarını....!!!!
- Nasıl yani?
- hediyeleştik...
Silindi mi evet... Tamamen mi evet.. Ama, bir süre sonra yeniden başlar aynı kurgu.. Çünkü; BiR KEZ MUTFAK SAHİBİ TESLiM OLMUŞ, FARELERİN YEDİĞİ PEYNİRİN TADI DAMAKLARIDA KALMIŞTIR...
KARLIBEL, şantaj tehdit senaryo bilgileri TV ekranlarına gazete sayfalarına taşımaya başlayıp, Tv ekranlarında bazı beld. lerden atılmış ayrılmış sözde gizli tanıklarla programlar yapılmaya başlanınca, araya siyasetin bazı "akil adamları !" girdi, bazı beld. Bşk lari ile KARLIBEL ve bu kalemşörler buluşturulup barıştırildı. KARLIBEL hakkında açılan davalar geri çekildi, ceza aldığı davaların para cezaları bazı beld. Bşk. lari tarafından ödendi. Edinilen ekonomik güç öylesine şımarmıştı ki KARLIBEL , sosyal medya hesaplarında açıkça isim vererek yazdı, " anlaştık aldığım para cezasını ödediler artık saldırmayacağız" diye korkusuzca yazdı.
Bu anlı şanlı kalemşörlerin tetikçisi KARLIBEL, bazı beld. Bşk larinin yardimcilarinin makamında ağırlandı. Ekranlarda, gizli tanık, gizli tanık avukatı gibi tanımlarla konuşan belediyelerden kovulmuş eski üst düzey yöneticiler susturuldu, bazıları yurt dışına çıktı...
"YAZARIM- KONUŞURUM " tehdidi ile elde edilen gelir, düzenli ama daha az nemaya dönüşünce çete artık tek tek küçük gruplar halinde çalışmalarını sürdürmeye başladı. Ev sahibi olanlar, aldığı evin taksitleri ödenenler, yalısına mobilya hediye edilenler, minibüs değil otobüse binmeyi hesap ederken altına makam arabası veya benzin pompası da bizden denilerek araç tahsis edilenler varlıklarını hiç bir şey olmamış gibi sürdürürken omuzlarda taşıdıkları KARLIBEL ortadan ( sosyal medyadan) kayboldu. Tüm hesapları silindi, adı anılmaz ve duyulmaz oldu. Neden niçin nasıl bir kayboluş henüz bilinmiyor?
Bulunan tek gerçek: Yerel gücü elinde bulunduran bir başkanın mensup olduğu parti için vaz geçilmez olup olmadığının ölçüsünün ne olduğu. işte, siyasi parti yönetimleri, il ilçe örgütleri bu ölçüyü temiz halka hizmet olarak belirlediği ve bunu ayrımsız taviz vermeden uyguladığı an bu yerel yönetimlere çöken sözde medya mensubu çeteler yok olmaya mahkumdur. Bu da ancak gölgesinden korkmayan halkın belediye başkanları ile olur. imamoğlu' nun ibb hortumunu kesmesi, Yavaş' in i. melih'in kilerinin kapısını mühürlemesi, Soyer, Zeydan ve yazamadığım il ilçe belediye başkanlarının bu çetelere dur demesinin, bunların kendi aralarında ki çatışmaları da hızlandırdığı yeni kirli ittifakkar kurdukları gözden kaçmamalı. Ve, azalan ekonomik güçlerini korumak için gazeteci maskesini de atıp AKP li ile CHP li iki farklı kalemşörin ortak otopark işletmesi bile O mahalle de alkışlanır oldu...
Aslında okurken bir masal gibi gülümseten bu satırların ardından gülümseyip ya da öfkelenmeye okuyanın karar vereceği yaşanmış bir küçük öykü bırakayım yazının sonuna.
Basın Danışmanı son dönemlerde hep olduğu gibi burnundan soluyarak girdi başkanın odasına.. Başkan; Abi, bu adama şerefsiz demişsin...
Anladı, anlamazliktan geldi;
Hangi şerefsize şerefsiz demişim Başkan önündeki yerel gazeteyi uzattı. Iç sayfaların birinde.
- "... Belediye hakkında açıklamalarda bulunan Talip Doğan Karlıbel'in sözlerini sorduğumuz başkan konuşmadı, basın danışmanı "CİDDİYE ALINACAK BİRİ DEĞİL O SEREFSiZİN BİRİ..." dedi..
- Evet, gazeteci sordu söyledim
- Bunu tekzip et yalanla
- Neden şerefsiz değil mi?
- Neyse ne sanane. Tekzip et bunu
- Etmeyeceğimi biliyorsunuz. Başka bir isteğiniz var mı?
Sessizlik açılıp kapanan kapı...
Sonra ne mi oldu. Bir süre sonra Basın Danışmanı görevinden ayrıldı. KARLIBEL, açıklamaları nedeniyle çarptırıldığı para cezalarının bir beld. Bşk. Tarafından ödendiğini SOSYAL medyadan açıkladı. Bir notla; "BAŞKAN COK IYİ BİR İNSAN ÇEVRESİ KÖTÜYDÜ... ARTIK KENDiSiYLE DOSTUZ. SALDIRMAYACAGIM..."
Gökten üç elma düştü kimin başına bilmem ama sahi bu TALİP DOĞAN KARLIBEL nasıl neden niye kayboldu bilen var mı?
FACEBOOK YORUMLAR