Kartal'da 21 Kişinin Hayatını Kaybettiği, Çöken Binayla İlgili İddianame Tamamlandı
İstanbul Kartal Orhantepe’de Yeşilyurt Apartmanı’nın çökmesi sonucu 21 kişinin hayatını kaybettiği 17 kişinin yaralandığı olayla ilgili savcılık iddianamesi tamamlandı.
Editör: İlk Haber
08 Aralık 2020 - 19:57
KURUSLU BULUNAN BELEDİYE ÇALIŞANLARI HAKKINDA SORUŞTURMA
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Tugay Tarımcı tarafından soruşturma kapsamında, Kartal Belediyesi İmar Müdürlüğü birimindeki görevliler hakkında Kartal Kaymakamlığı’ndan soruşturma izni istendi. Kaymakamlık, ruhsatın verildiği 1992 yılından binanın kaçak katlarla birlikte tamamlandığı 1998 yılına kadar olan süreçte belediyenin ilgili biriminde görev yapan 16 kişi hakkında soruşturma izni verirken, 1998 sonrasında ilgili birimde görev yapanlar hakkında ise soruşturma izni vermedi.
Savcılık, Kaymakamlığın kararına Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz ederek, belediyenin kontrol etme yükümlüğünün her zaman olduğunu, binanın çökmesinde herkesin sorumluluğu ve denetleme görevinin bulunduğunu belirtip, 1998 yılından binanın yıkıldığı tarihe kadar Kartal Belediye’sinin İmar Müdürlüğü biriminde çalışan tüm görevliler hakkında da soruşturma izni talep etti.
Bölge İdare Mahkemesi de, savcılığın itirazını kabul ederek, 15 kişi hakkında daha soruşturma izni verdi. Verilen soruşturma izninin ardından, binanın ruhsat aldığı tarihten, yıkıldığı tarihe kadar olan süreçte Kartal Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde görevli müdürler ve mıntıka mühendislerinin aralarında bulunduğu şüpheli sayısı 31’e çıktı.
RUHSATA AYKIRI KAÇAK KAT
Soruşturmayı yürüten Savcılık tarafından düzenlenen, 31 şüphelinin yer aldığı iddianamede, dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre; binanın ruhsatının zemin kat, bodrum kat ve 5 kat olmak üzere 7 kat üzerinden alındığı, ancak ruhsata aykırı olarak binaya 2 kaçak kat ilave edildiği, ayrıca yine yapı iznine (ruhsat izni) aykırı olarak binanın her katının 41 metrekare daha büyük inşa edildiği, ruhsat eki onaylı projede binanın taban alanının 115,50 metrekare olarak göründüğü, oysa ki binanın 156,51 metrekare olarak yapıldığı, kaçak 2 katın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınan hava fotoğraflarına göre 1995 tarihinde tamamlandığı, kaçak katlarda bulunan dairelere 29 Mayıs 1995 tarihinde elektrik aboneliği, 13 Haziran 1996 tarihinde ise su aboneliği verildiği, binaya yağı izni alınmasına rağmen iskan olarak adlandırılan kullanım izninin ise hiç alınmadığı, şüpheliler Ali Cihan Kozer, İbrahim Çoban, Zafer Öztürk, Coşkun Karayiğit, Faruk Özmen, İsmail Tezel, İsmail Ökten, Bayram Ali Baştan, Ali Apaydın ve Müjgan Özer’in suç tarihlerinde İmar Müdürü, diğer şüphelilerin ise yıkılan binanın bulunduğu bölgede mıntıka mühendisi ve şefi olarak görev yaptıkları belirtildi.
MÜHÜRLENMESİ VE RUHSATA AYKIRI KATLARIN ORTADAN KALDIRILMASI GEREKİRDİ
İddianamede, yapılacak inşaatlara yapı izni verilmesi, binaların ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesi, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılan binaların tespitinin yapılarak gerekli işlemlerin yapılması görevinin, imar kanununun ilgili maddelerine göre ilgili Belediye Başkanlıklarına ait olduğu, yıkılan Yeşilyurt Apartmanı’nın imar yapı izninin verilmesine rağmen binanın, ruhsata, yapı izin belgesine aykırı olarak yapıldığı ve hiçbir şekilde denetlenmediği, denetim ve kontrollerin zamanında ve yerinde yapılmadığı, binanın ruhsata aykırı olarak yapıldığının tespit edilmediği, binanın yapı izninin 20 Ekim 1992 tarihinde verildiği, 1995 tarihi itibari ile de binanın kaçak katları ile birlikte tamamlandığı,
özellikle ruhsat tarihi ile yani inşaata başlanma tarihi ile bitiş tarihleri içerisinde inşaat devam ederken gerekli denetlemelerin yapılması gerektiği, inşaat bittikten sonra dahil imar kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine göre belediyenin kontrol ve denetleme görevinin devam ettiği, buna rağmen mıntıka mühendisi ve şefi olarak görev yapan şüphelilerin bu görevlerini yerine getirmedikleri, mıntıka mühendisi ve şefi olarak görev yapan şüphelilerin amiri konumundaki imar müdürlerinin de, gözetim ve denetim yükümlülüklerini yerine getirmeyip, görevlerini gereği gibi yapıp yapmadıklarını denetlemedikleri, şüphelilerin görevlerini layıkı ile yapmaları halinde ruhsata aykırı olarak yapılan binanın mühürlenmesi ve ruhsata aykırı olarak yapılan kat ve eklentilerinin ortadan kaldırılması gerektiği, oysa ki bu işlemlerin yapılmadığı, bu nedenle Yeşilyurt Apartmanı’nın diğer etkenlerin de birleşimi ile yıkıldığı, şüphelilerin eylemleri ile bir çok vatandaşımızın ölmesi ve yaralanması ile sonuçlanan yıkım olayı arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, şüphelilerin tüm dosya kapsamına göre olayda kusurlu davranışları ile 21 kişinin ölümüne, 17 kişinin de yaralanmasına neden oldukları belirtilerek, ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.
İddianame, ana davaya bakan 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianameyi kabul eden Mahkeme, dosyaların birleştirilmesine karar verdi.
NE OLMUŞTU
Kartal’da Orhantepe’de 6 Şubat 2019 tarihinde 9 katlı Yeşilyurt Apartmanı’nın çökmesi sonucu 21 kişi hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralandı. Olayın ardından gözaltına alınan, binanın projesini oluşturan Suzan Çayır ve inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu tutuklanırken, inşaat teknikeri Arzu Keleş Baran ve inşaat mühendisi Osman Mısırlıoğlu ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Avukatlarının itirazı üzerine Suzan Çayır da, bir süre sonra tahliye edilmişti.
Olayla ilgili hazırlanan iddianamede ise, binanın projesini oluşturan Suzan Çayır, inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu ve inşaat teknikeri Arzu Keleş Baran’ın, ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 20 Eylül 2019 tarihindeki celsesinde, tek tutuklu sanık olan Uğur Mısırlıoğlu da, delillerin çoğunun toplanmış olması, delil karartma ihtimalinin bulunmaması ve tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak 8 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilmişti.
FACEBOOK YORUMLAR