KEMALİZMİN SOSYALİZMLE ?AKRABALIĞI?

KEMALİZMİN SOSYALİZMLE ?AKRABALIĞI?
Editör: İlk Haber
01 Ocak 1970 - 00:00
Tarihsel hatalarından ve ?günahlarından? arındırılarak yenilenmiş, gerçekleştirilebilir bir sosyalizm projesine sahip olmak, şimdi her zamankinden daha önemlidir.Kanımca, Anadolu sosyalistlerinin ideolojik arınması, başkaca problemlerle birlikte, Kemalizmin sosyalizmle kel alaka ?akrabalığı? gibi özel bir problemin de çözümüyle mümkündür.Öncelik, sosyalistlerin Anadolu Kurtuluş Mücadelesi?yle kurdukları ilişkiye verilmeli. Tarih, henüz Kemalizm kavramını kayıt altına almadan çok önce, Anadolu?da başlayan ve emperyalist işgale karşı sürdürülen mücadeleyi Sovyetler?in destekleme kararı alması, söz konusu ilişkinin başlangıcıdır.Şu düşünce Lenin?e aittir; ?Anadolu?da istilacılara karşı bir kurtuluş savaşı veriliyor; bu savaşın, emperyalizmin onurunu kıracağına, padişahı da yardakçılarıyla birlikte silip süpüreceğine inanıyorum. Bu mücadeleyi desteklemeliyiz?Elbette bu destek, sözde kalmamış; Sovyetler Birliği, paraya ve silaha en çok ihtiyaç duyduğu zor döneminde, Anadolu Kurtuluş Mücadelesi?ne hatırı sayılır ölçüde silah ve para yardımı yapmıştır.Sosyalistlerin, Anadolu Kurtuluş Mücadelesi?ni desteklemeleri, Mustafa Kemal?in sosyalizme sempatiyle yaklaşmasına neden olabilir miydi? Belki, ama hiçbir zaman böyle bir şey olmadı, olamazdı!. İdeolojik ve siyasi kimliği son derece net olan Mustafa Kemal, muhtelif zamanlarda yaptığı konuşmalarında ve yazışmalarında, sosyalizm karşıtlığını ayan beyan ifade etmiştir.Mustafa Kemal, 2 Kasım 1922?de, ? Biz ne Bolşevik ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız.? diyordu.31 Ekim 1920?de Ali Fuat Cebesoy?a gönderdiği mektupta ise şöyle yazmıştı: ?İçeride ve dışarıda çeşitli maksatlarla bu komünist akımın memleketimizin içine girmekte olduğu ve buna karşı akla uygun tedbir alınmadığı taktirde milletin pek çok muhtaç olduğu birlik ve sükununu bozan durumların ortaya çıkması da imkan dairesinde görülmüştür..?Anadolu Kurtuluş Mücadelesi?ne katılmak için harekete geçen komünistleri ciddi bir tehlike sayan Mustafa Kemal?in düşündüğü ?akla uygun tedbir?in ne olduğu, Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Trabzon?da katledilmeleri olayı ile açıklık kazanmıştı.TKP?lilerin katledilmeleri, Sovyetler?in, destek politikasını gözden geçirmesine neden olmuş; Mustafa Kemal önderliğinde sürdürülen mücadeleye yardımın derhal kesilmesini isteyen Merkez Komite üyelerini Lenin ve Troçki zor ikna edebilmişlerdi.Genç burjuvaziyi iktidara taşıyan Anadolu Devrimi?nin önderi Mustafa Kemal, Sovyetler?in aktif desteğine rağmen, sosyalizm karşıtlığını gizleme gereği bile duymadan program hedeflerine ulaşmış; burjuva devrimlerin gerçekleştirmek zorunda olduğu işlerin benzerlerini halletmiş; hilafete ve padişahlığa son vermiş, kadınlara oy hakkı tanımış, tarihsel açıdan ilerici adımlar atmıştır. Ne var ki, özellikle siyasal erk, diğer ulusal kimlikleri yok sayan Türk kimliğiyle ifade edilmeye başlandıktan sonra uygulanan şiddet ve asimilasyon politikalarıyla yaşanan süreç boyunca ilerici özelliğini yitirmeye başlamıştır.Sosyalizme yabancılaştırılmış toplumun, kendini ?Kemalist ve ulusal sol? şeklinde tarif edenlerin ideolojik ve siyasal faaliyetlerinden etkilendiği açıktır.. Yakın geçmişte, ?laiklik elden gidiyor? korkutmacasıyla Kemalizmin yıldızını parlatmaya çalışan ?neo-kuvvacıların? örgütlediği bayraklı ve kalpaklı milyon kitlelik mitingler örnek olsun!..Hem anti emperyalist, hem sol, hem de Kürt ve Ermeni düşmanı bir söylemle siyaset yapan ?kalpaklılar?, Kemalizm ile solun ve sosyalizmin ?akrabalığı?nı çok önemsiyorlar!Ulusal solcuların etkin ideologlarından biri sayılan Uğur Mumcu şöyle diyordu; ?Sosyalizm ile Kemalizm, bu iki kavramın birleştikleri iki nokta vardır. O nokta, her iki kavramın da anti emperyalist nitelikte oluşudur. Her iki kavrama bu açıdan bakarsanız, Kemalizm ile sosyalizm arasında aşılmaz ?Çin seddi? yoktur.?Teslim etmek lazım; bu düşünceyi paylaşanların sayısı hiç de az değildir.Emperyalizme karşı olanın, kapitalizme de karşı olduğu; emperyalizme düşman olanın, kapitalizme dost olamayacağı düşünülür.Her vesileyle ?memlekette bir çok milyoner yaratacağı?nı beyan ederek sınıf kimliğini açıklayan Mustafa Kemal, kapitalizmin en yüksek aşaması şeklinde tanımlanan emperyalizme değil, emperyalist işgale, yani, Lenin?in ifadesiyle ?istilacılara? karşıydı. Bu yüzden, Mustafa Kemal, günümüz Kemalistlerince de, emperyalist Batı karşıtlığı ile değil, tam tersine, model sistem olarak gördüğü Batı hayranlığı ile anılmaktadır.Fikir ve zikir ilişkisi önemlidir! Daha sonra yeniden ve yeniden şekillendirilip ideolojik bir paket haline getirilen ve 1935 yılında CHP programına alınarak tarihe Kemalizm şeklinde kaydedilen Mustafa Kemal?in fikirleri ile özellikle Lozan sonrası sürecin trajik yaşanmışlıklarını değerlendiren her aklı başında sosyalist, şayet ?Kemalistlerle ittifak? gibi pragmatik bir siyasal niyet taşımıyorsa, şöyle bir sonuca ulaşabilir: Kemalizm, hiç bir zaman sol olmadı ve fakat sola ve sosyalizme karşı oldu.Bilinir ya, bir kez daha ?bildirmekte? yarar var; sosyalizm, emeğin bu günü ve özgür geleceğiyle, Kemalizm ise emeğin sömürüsünü disipline eden devlet iktidarının ve sermayenin ?bekasıyla? ilgilidir. Ve de, Kemalizmle sosyalizmin ?akrabalığı?, emekle sermayenin ?akrabalığı? kadar abuk bir şeydir!..