Sine-Sen, Sinema ve dizilerde çalışanların haklarıyla ve Sineme İş yasasının düzenlemesiyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle ?Ülkemizde son bir yıl içinde 90 kadar (90 dakikalık!) sinema filmi ve haftada 40-70 kadar (90 dakikalık) TV dizisi bölümü çekildiği söyleniyor. Yani, kaba bir hesapla, TV kanallarında iki haftada sinema sektörünün bir yılda ürettiği kadar dramatik hareketli görüntü üretiliyor.Maliyeti büyük birkaç sinema filmimiz dışında, sinemamızda üretim aslında oldukça kobileşmiş durumda. Üretilen filmlerin %90?ı küçük bütçeli ve gösterim imkanı bulamayan yapımlar. Elimizde net rakamlar olmasa bile, küçük bütçeli sinema filmlerinin, kabaca, 2-3 TV dizisi bölümünün maliyeti kadar olduğunu söyleyebiliriz. Yani sinema filmlerimiz ile TV dizilerinin ekonomik maliyet döngüsü arasında kabaca 20-25 kat fark var.TV kanallarına dizi yapan yapımcıları, her yıl, 30 tane fakülteden mezun, deneyimsiz insan kaynağının kapısında kuyruk olduğunu çok iyi biliyor. TV kanallarında çalışmak artık ?bitmeyen bir stajyerlik?. Yani stajyer olarak al, bedava çalıştır, bazılarına, ?Seni beğendik. Birkaç ay daha çalışırsan seni burada kadroya alabiliriz? denerek, ama sonra ?kadro açılmadı? diye kapının önüne konuyor. Bununla da bitmiyor. Artık, kapıdaki kuyrukta yeni adayların olduğunu bilen stajyerlere, ?İstersen böyle devam et, belki kadro açılır? bile deniyor ve umut sömürüsü ve bitmeyen stajyerlik devam ediyor.Durum bu olunca, Sinema Emekçileri Sendikası Hukuk Birimi?ne yığılan 40 dava ?bitmeyen mahkemeler? sürecinin başında olduğumuzu gösteriyor.Mathieu Kassovitz?in ?Protesto? adlı filminde apartmanın üstünden ağır çekimde yere düşen bir genç şöyle diyordu: ?Düşüyorum ama şimdilik işler yolunda !..?Disk/Sinema Emekçileri SendikasıYönetim Kurulu