Cehaletin en önemli ve en büyük nedenlerinden biri (toplumu) halkı din afyonuyla uyuşturmak, kandırmak, aldatmak ve, çağdaş demokratik, bilimsel eğitimin önünü kesmek ve yok etmektir.
İkincisi ise halkın örgütlenme ve demokratik haklarını ellerinden almak, hak arayışlarını suç saymak ve önlerini kesmek için kanun hükmünde kararnameler ve olağanüstü hal gibi insani, vicdani ve demokratik olmayan keyfi zırvalıklarla ülkeyi yönetmek…
Üçüncüsü ise halkı tarikat, cemaat, ilkel ve bağnaz eğitime mahkum etmek, halkı çağdaş bilimden, sanattan, felsefeden, eğitimden koparıp düşünmeyen, araştırmayan, sorgulamayan, köle ruhlu, teslimiyetçi, kaderci bir topluma dönüştürmektir.
Çünkü bugün ülkemizde böyle bir iktidar ve tek adam rejimi var. Astığı astık, kestiği kestik… Dünyanın neresinde olursa olsun bu rejimin tek bir adı var onun da adı (faşist) diktatörlüktür.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi temel evrensel hukuk metinlerinin altında imzası olan bir ülke olmamıza rağmen ülkemizde hak hukuk arayışının önünü kapattıkları gibi, evrensel hukukun önünü de kapatıp hak arayışlarını ya suç saymakta yada önünü kesmekteler.
Emperyalizmin, faşizmin ve dikta (rejimlerin) iktidarların en temel taşlarından biri dinci gericilik ve anti demokratik yasa ve uygulamalardır. Ne acıdır ki ülkemiz tarihinde hiç görülmemiş ölçüde tarikat, şeriat ve kökten dincilik sarmalında önünü göremeyecek hale getirilmiş vaziyette…
Uygulanan bu politikalar sonucu yaşayan ölüler ülkesine dönüştük 17 yıldır. Yapılan kötülükleri görmezden geldik, sağır, dilsiz kör bir topluma dönüştürüldük.
İşçisi perişan, memuru perişan, çiftçisi perişan, emeklisi ölüme terk edilmiş, tarımı hayvancılığı, sanayisi bitirilme noktasına getirilmiş, doğal zenginlikleri talan edilmiş, içler acısı bir durumda olmamıza karşın aklımızla oynayan bir siyasi iktidar, onun emrinde olan kurum, kuruluş, görsel ve yazılı basın her şeyi güllük gülistanlıkmış gibi gösterme çabaları tam bir utanmazlık ve aymazlık içindeler. Çünkü neredeyse tüm nimetleri birlikte paylaşmaktalar. Yoksulluk sefalet içinde olan insanlarımız topluca intihar ediyorlar, onların hiç umurunda mı!..
Cumhurbaşkanlığı 2020 programında 82 milyon nüfusun 16 milyon kişi sosyal yardımlarla ayakta duruyor. Birleşmiş milletler kalkınma programında insani gelişme endeksinde Türkiye 189 ülke içinde 64. sırada yer almaktadır.
İktidar rüzgarı arkasına alarak emrindeki kurumlarla halkımızı uyutmaya ve kandırmaya devam etmektedir…
FACEBOOK YORUMLAR