DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMDE TÜRKİYE GERÇEĞİ

Halkımıza siyasi iktidarın İslamiyeti bir baskı aracı türlü yalan yanlışla iktidarda kalmak için kurt kapanı olarak kulanmaktadır.
Bir taraftan İslamiyete iyilik, güzellik, doğruluk, mazlumun hakkını, hukukunu koruyan, her zaman iyi doğru güzel insanların yanında, haklıyı, masumu koruyan bir din olarak lanse ederken, diğer yandan çıkarlarına, saltanatlarına, hırsızlık, yolsuzluk, arsızlıklarına dokunanı yerle bir eden, hayatlarını felç eden, yaşama hakkı tanımayan, adeta insanlarını umutsuzca karşı çıkan kişi, kurumları felç ederek çaresiz bırakmaktadır.
Yoksulluğun toplumsal cinnete, toplumsal travmalara yol açtığı bilim insanlarınca kabul gören bir gerçektir. Diyalektik sistemin çöktüğü, halkımızı kökten dinciliğin, tarikatların, cemaatlerin, şeriatçıların bataklığa sürüklediği açık bir gerçektir.
Tarikat ve cemaatler halkımızın önce kişilik ve özgürlüklerini almakta daha sonrada karanlığa mahkum etmekteler.
Tarikat ve şeriat halkların saflığında cehaletinde ve din adına nelere kanabileceğine yada kandırılabileceğine akıl erdirilemez. Dini böylesine sömürü aracı yaparak şeriat halklarının kaderine kolaylıkla yön vermektedirler. En acıklısı şudur ki; bu sömürünün ve aldatılmanın temelinde zevk ve sefalarını sürmek, mevki makamlarını, servet ve iktidarlarını sürdürmekle taçlandırmaktadır.
Tarikatların en önemli görevleri toplumu cehalet ve karanlığa gömmektir. Bunu da başarmaktadırlar.
Bu bağlamda başta iktidar olmak üzere, kanaat önderleri iktidarı destekleyen tarikatlar, cemaatler, şeyhler, müritler, kuran kursları vb dini kurumları cahil toplum olgusunu açık açık beyan etmektedirler.
Türk siyasetçisi, din adamı aynı oyunu kendi toplumuna oynamakla meşguldürler. Şeriat halkın saflığına, cehaletine din adına kandırılabileceğine, tüm oyunlarını açık açık görülmektedir. En acıklısı şudur ki; bu sömürünün, istismarın tüm acıklısı sürüp gitmektedir.
Bu yaşananlar bize şu gerçeği gösteriyorki; çağdaş, laik, demokratik, bilimsel eğitim sağlayarak bir siyasal iktidarı ülkemizde tesis etmekten geçer. Mevcut iktidarın da tarikat, cemaat benzeri kurumların da panzehri budur…
Şeriat naraları atan tarikatlar cemaatler bunları bağlı siyaset kurumları, kişiler, halkımıza ve ülkemize hoyratça, acımasızca kötülük yapmayı sürdürmektedirler. İşte bu argümanlarla halkımızı sefalete mahkum ettiler!...

Devam edecek...